Diyalog gerçeklerle dolu. Yine de sözler, gerçeği yansıtmada basit kalıyor. Ne söylesek buğu kalıyor, yaşananların yanında. Sermayedarın/ kapitalistin kazanmak uğrunda harcadığı pek çok şeyin başında geliyor insan hakkı, insan emeği... Türk iktisat tarihi derslerimizin birinde hocamız kapitalizmin paradan çok daha büyük, gerçek bi' maliyeti olduğundan bahsetmişti: insan maliyeti. Derste bunu emek anlamında kullanmıştı hocamız ama bu maliyet durumu teknolojinin gitgide daha da gelişmesiyle, insan ilişkilerinin çok daha çıkarcı bi' hale gelmesiyle emek maliyetinden çok daha acı verici bi' hale evrildi; insanın fikir, ruh, duygu, sanatına mal oluşu...Günümüzdeki insan maliyeti evrilmiş, meşru kılınmış bi' hale getirilmiş durumda. Öylesine yaban ki bu; yeşil bina fikri gibi. Yeşil alanların rant uğruna yıkılıp, yapılanın meşru gösterilmesi adına binaların yeşillendirilmesi fikri kadar yaban bi' fikir. Bu maliyet en çok insanın fikirsel, düşünsel boyunduruğu, sınırlanması ile gerçekleşiyor. Fikirlerimizdeki özgürlüğün, sanattaki bağımsızlığın yerini sansürler ve çıkar ilişkileri kapladı, meşru bi' yaban'lığın içinde yavaş yavaş yabancılaşmaktayız... Yapabildiğimiz tek şeyse analiz yapmak, farkına varmak ve bilinç oluşturmak. Fakat kitlesel dönüşüm olmazken ve kapitalist taraf ağırken her şey, bi' izleyişe acılı bi' filme dönüşüyor...