Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Arap Topraklarında Devrimin Ayak Sesleri
Araplarda ulusal bir bilinç meydana getirmeye çalışan devrimci Ömer Lütfü… Arap Uyanış Hareketi oluşumu… Pole Enerji adlı bir şirkette mini nükleer sistemler kurmakla görevlendirilen nükleer fizikçi Cemal Şehnaz… Onu izlemekle görevlendirilen CIA ajanı Simonetta Petros... Dünyanın dikkatini çekmek için patlatılan nükleer bombalar… MOSSAD ajanlarına düzenlenen suikast ve MOSSAD’ın tekerine çomak sokan bir Arap milliyetçisi… ABD’nin kendi topraklarında nükleer panik yaşamasından dolayı yürüttüğü ince politika… Şehnaz ile Petros’un birbirlerine olan tutkuları ve evlilik durağında durarak aşklarını ölümsüzleştiren ilişkisi… En deneyimli MOSSAD ajanlarının öldürülmesinin intikamını almaya kafaya koymuş Nesim Jaffe… Arap baharı, Fransız devrimi, Marksizm, komünizm, kapitalizm, dünya siyaseti, İkiz Kuleler, Usame bin Ladin’i ortadan kaldırma operasyonu, petrodolarları yemekle meşgul Arap yöneticileri, IŞİD… Yok yok bu romanda. Kod Adı Devrim Cengiz Yalçın’ın 2018: Küresel İsyanın Romanı kitabından sonraki ikinci yapıtı. 455 sayfalık roman bir solukta okunacak kadar sürükleyici. Gerçekçi bir roman. Dünyada yaşanan siyasi olaylar roman tadında sunulmuş. Baş kahraman Ömer Lütfü’nün ağzından okurlara siyasal mesajlar da verilmiş. Dolayısıyla bir derdi olan bir roman Kod Adı Devrim. Arapları ve onların başlarındaki buyurganları kendine getirmeye çalışıyor. Ama pek de bu konuda başarılı olduğu söylenemez hem romanda hem de gerçek hayatta. Çünkü Arap milliyetçisi Ömer Lütfü’nün söyledikleri gerçekleşmesi imkânsız bir ütopya olarak duruyor. Romanı kurgulayan yazar da -Ömer Lütfü karakterini yaratan yazarın kendisinde de lider bir Ömer Lütfü potansiyeli olduğunu göz önünde bulundurursak- Araplardan bir Fransız devrimi beklemiyor. Çünkü Arapların o bilince henüz ulaşmadığını düşünüyor. Bu yüzden şeyhler, krallar, emirlikler altında yaşayan Arapların içinde bulundukları düzeni sorgulamadıkça hiçbir şekilde Fransız devrimi, Bolşevik devrimi gibi güçlü bir devrimin altına imza atamayacaklarını öngörüyor. Ömer Lütfü hem Arap milliyetçisi hem de devrimci. Düşünceleriyle insanları çok çabuk etkisi altına alan, hitabet yeteneği üst düzeyde olan, mücadeleci bir karaktere sahip bir kişi. Fikirleri yayıldıkça, yaygınlaştıkça yönetilen Arap ulusunun uyanmasından rahatsız olan birileri tarafından tehdit unsuru olarak görülüyor. Bunların başında İsrail’in gizli servisi MOSSAD ve onun suyundan giden Arap monarşileri var. Bu yüzden İsrail yönetimi ile Arap monarşileri çıkar birliği içinde. Lütfü’yü öldürmeye çalışıyorlar, ama başaramıyorlar. Onun yerine yanlışlıkla başkalarını öldürüyorlar. Lütfü ve arkadaşları kendilerine suikast yapılacağını önceden haber alıp bir komplo kuruyorlar MOSSAD ajanlarına. Ajanlar kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşüyor. Asıl kovalamaca bundan sonra başlıyor. CIA ise MOSSAD ve Arap yöneticilerin peşinde olduğu Lütfü’ye destek çıkıyor. Onu ve eşini Amerika’da muhafaza ediyor; görüşlerinin Amerikan basınında yayılmasını, tartışılmasını sağlıyor. Ama Ömer bir daha kendi ana vatanı olan topraklara dönemiyor. Ne bir devrim yapabiliyor ne de Arapları içine düştükleri çıkmazdan kurtarabiliyor. Fikirlerini aksiyona dönüştüremiyor. Aklı, gönlü hep monarşilerin altında ezilen, kendi topraklarındaki doğal kaynakların satışından kendilerine yeteri kadar pay ayrılmadığını düşünen öfkeli Arap mazlumların, yoksulların, biçarelerin yanında. Kalbi onlarla birlikte atıyor. Gelgelelim kadere bakın ki Arap milliyetçisi olan, içinde bir yerlerde Batı’nın haksızlıklarına, sömürgeci davranışlarına karşı isyan taşıyan Ömer hem de CIA tarafından Amerika’da -hayatı tehlikede olduğu için- koruma altına alınıyor ve hayatının geri kalan kısmını burada geçiriyor. Denize düşmüş, yılana sarılıyor tabiri caizse. Ana karakteri Lütfü üzerinden siyasal mesajlar verse de karakteri bol bir roman kurgulamış Yalçın. İkili bir “soru-cevap” şeklinde bir diyaloga gitmemiş. Oysa ele aldığı konularla karakterlerin birbirlerinin fikirlerini tartışmasıyla oluşan bir roman da yazabilirdi tamamen. Çünkü, yukarıda da belirttiğim gibi, yaşadığımız çağda olanlarla ilgili tartışmaya açtığı çok mesele var. Bunun yerine bol karakterli, bol aksiyonlu bir hikâye hazırlayarak roman havası vermiş, roman niteliği kazandırmış kitabına. Dolayısıyla içinde bulunduğu çağa karşı yabancı olmayan, dünyada neler döndüğü ile ilgili çeşitli yayınlar okuyan ve doğru olmadığını düşündüğü şeyleri değiştirmek için elini taşın altına sokan bireylerin zevkle, heyecanla okuyacağı bir yapıt hediye etmiş edebiyat dünyasına. Yalçın, hiç abartmıyorum, film senaryosu gibi bir kitap yazmış. Bu kitaptan çok güzel bir film çıkar aslında. Film yapımcılarına buradan sesleniyorum. Bu kitaptan uyarlayarak çok güzel, izleyicisi bol bir film çekebilirsiniz. Macera desen var, siyaset desen var, bilim desen var, aşk desen var, heyecan desen var. Var oğlu var. Böyle bir film sadece silahlarını konuşturan, hiçbir derinliği olmayan Hollywood yapımı filmlere de taş çıkartır kanımca.
Kod Adı Devrim
Kod Adı DevrimCengiz Yalçın · Akılçelen Kitaplar · 20164 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.