Gönderi

175 syf.
7/10 puan verdi
SİZİN İÇİN ACI ÇEKİYORUM VE BU ACI BİLE KALBİMİ RAHATLATIYOR. İnsanları oldukları gibi kabul etmeli der, Plautus! Herbert ise ''Her insan bir dünyadır'' der. İlk baştaki mektuplaşmalarda kullanılan sevgi ifadeleri ve altına not olarak yazılmış ''aciz kulun'' bana birisini hatırlattı. Tabii ki Ahmed Arif. Leyla Erbil'e yazdığı mektupların toplamı olan Leylim Leylim'de her mektubun sonuna muhakkak ''kulun ya da aciz kulun'' ifadelerini kullanır. Ayrıca mektupların içeriğine bakınca yine Ahmed Arif'in ifadelerine yakınlık bulabiliriz. Ahmed Arif'in Dostoyevski'nin bu eserini okuyup okumadığını bilmiyorum belki sadece tesadüftür. Belki büyük sevmenin harcıdır bu ifadeler. Keza ben kullanamam. Ya hiç böyle sevmedim ya da aşkın / sevginin tezahürü ben de farklı. Spoiler / Spoyler / Sürprizkaçıran alarmı! Dostoyevski'nin 20 yaşında yazdığı ilk romanı. Utana sıkıla yayımlatmış. Hatta kendisi değil yakın arkadaşının ısrarları ile o dönemin ünlü yazarlarından biri tarafından basılmış bu eser. 20 yaşında olduğunuz zamanlarınızı bir de İnsancıklar romanını düşünün. Nece büyük bir iştir. Nasıl bir hayal dünyasıdır. Dil, üslup, tasvir, tahlil vb şeyleri bir araya getirip harmanlamak. Ne büyük adamsın memur Dostoyevski. Sen gerçekten farklı doğmuşsun asker Dostoyevski! Roman, Varvara Alekseyevna ile Makar Alekseyevich arasında mektuplardan ibarettir. Murphy Kanunu'nu bir çoğunuz bilirsiniz. Olumsuzluk üzerine kuruludur. Çok gerekli bir kanun değildir açıkçası. Benim dünyamda pek bir geçerliliği yoktur. Makar ve Varvara içinde bu kanunun geçerli olduğunu varsayabiliriz. Her şey daima kötüye gidiyor. İnsanlar, daha doğrusu insancıklar iki küçük bedeni koskoca dünyalarına sığdırmamaya yemin etmişler. Makar bir memurdur. İşini iyi yaptığını iddia eden, ekselanslar tarafından takdir edildiğini ve sevildiğini sanan saf karakterimiz. Varvara karşı büyük bir aşk ve dostluk beslemektedir. Varvara'nın koca hayatında mutlu olduğu an sayısı parmak sayısını geçmez. Kitabın sonlarına doğru parasal anlamda refaha kavuşur bu müzmin ikili. Varvara hasta, güçsüz, etrafca adı çıkan, ölmeyi bekleyen karakterimiz. Makar ise yaşlıdır. Varvara'ya büyük bir aşkla bağlıdır. Bu aşkın dozajı öyle derindir ki; kızı gibi, canı gibi, güvercini gibi sever Varvara'yı. Makar 8. dereceden memurdur. Bu 1846'ların Rusya'sında oldukça düşük bir kademedir. Sınıf farklılıklarının Vasili Dimitriyeviç Smirnov'ın Çarlık Rusya'sında oldukça derin yaşandığı izlenimi rahatlıkla oluşuyor. Bilmem siz okurken ne hissediyorsunuz, ben Dostoyevski okurken dibi buluyorum. Karamsarlık kaplıyor bedenimin yüzde yüzünü. Kendi halime şükrediyorum. Hayatının büyük bir bölümünü memur büyük bir bölümünü de askerlik yaparak geçiren zayıf adamı koskoca yaşam sığdıramamış belli ki ! S.102'de ''Bu insanlar için ayakkabılarını sildikleri bez kadar değerim yok.'' diyor. Aman Allahım! İçin için yandı ciğerimm. Bir de bu adamın ilk romanı olduğu düşününce ne kadar kurgu olabilir bu anlatılanlar. Yeraltından Notlar'da birebir kendini anlattığını düşündüğüm gibi bu eserinde de bizzat kendisini anlatıyor bence Dostoyevski. Eser hakkında bir kaç şey söylemek gerekir ise, hayatın darbesini yemiş, yokluğu dibine kadar bilen, toplum tarafından itilmiş, bir köpek'e (o zamanların en küçük para birimi) muhtaç hale gelmiş iki insanın aralarındaki derin bağlar sayesinde yaşama tutunmalarını anlatıyor Dostoyevski. Kitabın sonunun biraz yarım kaldığını düşünmekteyim. Varvara'nın Bykov'la olan evliliğinin nasıl ilerleyeceğini açıkçası merak ettim. Olsundu! İyi iş :)
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.8k okunma
··
57 views
Mr.Kuralay okurunun profil resmi
Elinize sağlık çok güzel bir inceleme olmuş.
Homeless okurunun profil resmi
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için. Beğenmenize sevindim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.