Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1943 tarihli bir mektuptan: "Yahudiler ölülerini gömmüyor, öylece sokağın ortasına atıyorlar. Tifo ve dizanteri yayılırsa şaşmamak lazım! Bu Almanlara karşı son derece sinsi bir saldırı sanırım, çünkü az çok medenileşmiş her halk ölülerine özen gösterir.... .....Buradaki çocukların Alman çocuklarıyla hiç ilgisi yok. Pisler, arsızca dileniyorlar ve bunu acıma uyandırmasını bekledikleri bir yüz ifadesiyle yapıyorlar. 'Ekmek verir misiniz?' diye soruyorlar. (...) Ayakkabılar çocuklara biraz büyük gelecek sanı­ rım. Ama nasılsa ayakları büyüyecek. Hans'mkiler yepyeni, Gerlinde'ninkiler de neredeyse hiç giyilmemiş gibi. (...) İki yumurcağımı da öp benim için annecik. Bu adamın ifade ettiği duygular büyük bir içtenlik taşı­yor gibi görünüyor. Yine de bunlar sevgi ve empatiden kaynaklanmış duygular olamaz. H. Cleckley'in (1964) kitabının başlığına gönderme yaparsak, okuyucu burada çok inandırıcı bir duygu normalliği maskesiyle karşı karşıya. Adamın düşünce biçimi de çok normal bir akış gösterir gibi. Yine de: Öldürülen Yahudilerin giysilerini ve yiyeceklerini nasıl bir olağanlıkla karısına ve çocuklarına gönderdiğine; açlık çeken çocuklardan ve açlıktan ölmüş olanlardan nasıl bir küçümsemeyle söz ettiğine, hatta "aşağı insanlar" olarak nitelediğine baktığımızda bu adamın dü­şünce biçiminin sağlam olabileceğini, ama aynı şeyin duyguları için kesinlikle geçerli olmadığını görüyoruz. Daha ziyade insan kişiliğini taklit eden bir robota benziyor. Sergilediği hisleri tamamen normal olan bir insanın kopyası o kadar mükemmel ki, insaniyetsizliği ve robotsuluğu görmemek için çelişkileri kolayca göz ardı ediyoruz. Burada da söz konusu olan imajı korumak, göstermelik duygular ve poz yapmak. Bu mektupların yazarı gibi insanlar, normal görünmek için normallik tavrı takınırlar. Kendileri de duyguları olduğuna inanırlar. Ama dolulukla yaşanan bir hayattan kaynaklanan gerçek duygularla bunların ilgisi yoktur. Böyle insanların tipik özelliği, rolle­rini iyi oynadıklarına dair onay alma ihtiyaçlarıdır. Mektupların yazarı da sürekli olarak "annecik"in ve iş arkadaşlarının onayına ihtiyaç duyuyor. O da kötülüğe imkân veren ve onu sürekli kılan bütün o "iyi" insanlardan biri. İnsanları ölüme gönderirken hepsi de "son derece normal"diler...
··
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.