Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir Yudum Kitap
Bazen takılıp kalıyoruz. Bir yere bir insana bir işe vesaireye. Sanki hiç kurtuluş yokmuş gibi geliyor. Zihnimizde inşa ettiğimiz cam kafeslerin içindeyiz. Parmaklıklar görünmüyor hâliyle. Herzog, "Her şeye rağmen ağır basan tek bir düşünce var: Buradan uzaklaşmak. İnsanlar beni korkutuyor." der. Bazen bırakıp gitmek iyi gelir sevgili okur. Var olun.   Werner Herzog - Buzda Yürüyüş Çevirmen: Ali Bolcakan, Jaguar Kitap, s.45-47   Bösingen - Seedorf - Sulgen - Schramberg - Hohenschramberg - Gedächtnishaus - Hornberg - Gutach. Schramberg'de her şey yolunda gözüküyordu; konukevinde kızarmış kaz, iskambil oynayanlar. İçlerinden birisi her yenildiğinde ayağa kalkıyor ve sinirli adımlarla masaların arasında yürüyordu. Aşağıya inmek yerine kaleye doğru, yukarıya, oradan sonra bir dizi tepeyi geçerek doğruca Lauterbach Vadisi'ne gidiyorum, Karaorman çiftlikleri hiçbir uyarı olmaksızın beliriyor, gene hiçbir uyarı olmadan bambaşka bir lehçe. Muhtemelen yoluma ilişkin bir dizi yanlış karar aldım ve şimdi geriyebakınca, beni doğru yola getiren de bu oldu. Gerçekten kötü olan yanlış bir karar aldığımı kabul edince geri dönmeye cüret edemiyorum, kendimi başka bir yanlışla düzeltmeyi tercih ederim. Ama ne de olsa hayali bir düz çizgiyi izliyorum, ama onu tutturmak herzaman mümkün olmuyor ve sapmalar da çok büyük değil... Orman yüksek bir vadiye açıldı, sonra son çiftliğin arkasından ıslak karların arasından dik bir şekilde Gedächtnishaus'a doğru yükseldi, tepenin ardında yeniden yola çıkıyorum. Yaşlıca bir kadın, topluca ve fakir, odun topluyor ve bana çocuklarını teker teker sayıyor, ne zaman doğmuşlar, ne zaman ölmüşler. Yoluma devam etmek istediğimi sezdiği için bütün yazgıları atlayarak, üç çocuğunun ölümünü atlayarak üç kat hızlı konuşmaya başlıyor, ama sonra ekliyor, hasıraltı edilmesine göz yumamaz: Ve tüm bunlar konuyu takip etmemi zorlaştıran bir lehçede. Tüm bir evlat kuşağının yitiminden sonra sadece her sabah odun topladığını söylemek dışında kendisi hakkında bir şey söylemiyor; keşke onunla daha uzun kalsaydım.  Aşağı doğru yalpalayarak yürürken yalpalayan bir adamı geçtim. Yol Hornberg'e doğru dik bir şekilde iniyor ve dizim ve aşil tendonum hassaslaşmış. Tendon topuğumun ucunun yakınında şişmiş ve sanki bir kutuya sıkıştırılmış gibi hissediyorum. Karanlıkta ışıklandırılmış bir ahırın kapısını sarstım, orta yaşlı iki kadın inekleri sağıyordu, sonra beş ve on yaşlarında iki kız belirdi. Büyük kız ilk başta çok tedirgin görünüyordu, sonradan ortaya çıktı ki benim bir hırsız olduğumdan eminmiş. Ama hemen güvenini kazandım ve onabalta girmemiş ormanları, yılanları ve filleri anlatmam gerekti. Tuzak sorularla anlattıklarımın. gerçek olup olmadığını anlamak için ağzımı yokladı. Mutfak fakirane koşullar sıkıntılı ama iki kadın pek düşünmeden bana geceyi geçirebileceğim bir köşe verdiler.Bir tanesi eskiden çok güzel şarkı söyleyen ve tek dostu gitarı olan televizyondaki Freddy’ye ne olduğunu merak ediyor. Kuyruğunun ucunda beyaz bir benek olan kapkara bir kedi geldi, duvarlardaki böcekleri avlamaya çalışıyor. Büyük kız kümelere çalışıyor. Bir hırsız olsam bile, başlarına kötü bir şey gelmeyeceğinin garantisi olarak, sabaha kadar tutmaları için bıçağımı ona veriyorum.  Prech Vadisi boyunca, dik bir yükseliş, neredeyse hiç araba yok, hava puslu ve rutubet yüklü. Hep yokuş yukarı. Bükülmüş eğrelti otları yere yapışmış. Yüksek ormanlıklar ve derin, buğulu, vadiler. Bulutlar ve sis üstümde göç hâlindeler. Her tarafta eriyenkar suyu çağıldıyor, en tepede bulutların arasında yürüyorum, bütün taşlardan su damlıyor. Gözüm kaçınılmaz bir şekilde boş formlara, kutulara, atılmış şeylere kayıyor. Ayaklarım beni götürüyor. Elzach, telefon konuşması, dönmeli miyim?
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.