Gönderi

680 syf.
·
Not rated
Dostlar merhaba, Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, kitap inceleme konusunda oldukça yetersiz görüyorum kendimi. Zaten amacım inceleme yapmak gibi kapsamlı bir şey değil. Hele hele Huzursuzluğun Kitabı gibi anlaşılması ilk anda güç, bir paragrafı belki de beş defa okutturan kapsamlı bir kitabı incelemek benim için imkansız, haddime de değil. Burada yazdıklarım kitabı okumuş birisinin "hissiyatını" paylaşması olsun. -Kitap ile tanışmam, bu platformda okuduğum tek bir alıntı sayesinde oldu. O alıntı, kitabı alıp okumama yetti, alıntıyı en son yazacağım. Kitap daha ilk sayfadan "Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan? Hayatımı toprağa veriyorum." diyerek beni aldı, beş ay gibi bir sürede bambaşka bir yerde bıraktı. -Herkesin düşünceleri, fikirleri, duyguları vs. vardır. Kimini yazarız, söyleriz, konuşuruz cümle halinde. Kimini ise hissettiğimiz halde, cümleye dökemeyiz. Benimde bugüne kadar cümle haline getiremediğim bir çok düşüncelerim vardı. Aklımda olan, tanımlayamadığım bir çok konuyu, anlatamadığım bir çok düşüncelerimi, cümle halinde bu kitapta buldum diyebilirim. Kitabın bu anlamda bana artısı çok oldu. Sadece aklımda olanlar mı? Tabii ki hayır. Aklımda olmayan bir çok konu hakkında da düşünme fırsatı buldum. -Benim kitap okuma alışkanlığım pek yoktur. Kitap okuma alışkanlığımın olmamasından bana mı öyle geldi bilmiyorum ama; kitabın dili ağır, anlaşılması güç bölümler oldukça fazla. Bu yüzden boş zamanlarda vakit geçsin diye okunup, gece uyuya kalmalık, bir haftada bitirilebilecek bir kitap değil. Okuyup anlamak için ciddi çaba ve zaman istiyor. Kitapta genel olarak "benim cümlelerim" dediğim kısımlar da oldu, "ne alaka" diyebileceğim, anlamlandıramadığım kısımlar da oldu. Beş ay gibi uzun bir sürede bitirmeme rağmen açıkta kalan çok bölüm var, tekrar tekrar okutturacak kendini Huzursuzluğun Kitabı. -Kitapta benim gördüğüm kadarıyla karamsarlık, ustaca işlenmiş. Kitabı bir renk ile tarif et derseniz, kesinlikle siyah derim. 680 sayfada renkli, güzel hiç mi bir şey yok? Ara sıra doğa ile ilgili renkli betimlemeler de var fakat bana hiç samimi gelmedi. Bir türlü alışamadım. Haddime değil ama, Pessoa bu betimlemeleri yapamamış. Belki de hangi kitapta olursa olsun, bu renkli betimlemelere alışamadığımdan bana özgü bir şeydir bu. Bu nedenle renkli bir hayatınız varsa, huzurlu iseniz, karamsarlık bana göre değil diyorsanız bu kitaptan fazla bir şey beklemeyin. -Ustaca işlenen bir diğer tema hiçlik. Hatta baştan sona hiçlik hiç eksik olmadı diyebilirim. Anlamsızlık, değersizlik, boşluk, hiçlik ile uzaktan yakından bağınız varsa mutlaka okuyun kitabı, farklı tanımlamalar var. -Gelelim beni asıl etkileyen unsura. Pessoa her yönüyle farklı bir yazar. Olaylara bakış açısı, gördüklerini yorumlama şekli vs. her yönüyle. Bu farklılığını genellikle tezat oluşturarak gerçekleştiriyor. Bugüne kadar insanlık tarihi için klişe haline gelmiş, alışılagelmiş yorumları, düşünceleri tam tersi bakış açısından yorumlayıp, ortaya yeni yeni düşünceler, fikirler çıkarabiliyor. Ağlanacak yerde gülme üzerine, gülünecek yerde ağlama üzerine cümleler kurup, yorumlamak gibi. Benim gibi farklı yorumları, farklı bakış açılarını önemseyip araştırıyorsanız, mutlaka okuyun. -Özetle kitapta genel tema hiçlik, karamsarlık, olaylara farklı yönden bakma(genellikle tezat içererek) üzerine kurulu. Son olarak beni kitabı okumaya iten alıntıyla bitireyim. "İstemeden varım, istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum." Okuyacak dostlara keyifli okumalar.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 201710.6k okunma
·
11 views
Gülce okurunun profil resmi
Kendinizi inceleme konusunda yetersiz görmeniz kısmında iyi ki bırakmamışım okumayı. Başarılı bir inceleme olmuş üstelik, iki yıl önce yarım bıraktığım kitabı yeniden okuma isteği duydum.
Aykut Ç. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Okursanız bir inceleme yazısı da sizden bekliyorum. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.