Gönderi

536 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Dine olan bağımlılığımız ya da bağlılığımız tarih içerisinde bilimsel ilerlemeyi hep bastırmıştır. Bastırmıştan kastım din, her zaman baskın olmuştur. Örneğin 8.yy’da Bağdat şehri; tüm dinleri, felsefeyi ve bilimi, üniversiteleri ile kütüphanelerine kabul eden yeryüzündeki en büyük eğitim merkeziydi. O zamanın Bağdat’ındaki çalışmalar bugün dahi modern dünyamızda kendini hissettirir. Gökyüzündeki yıldızların 3de 2sinin ismi Arapçaydı. Daha sonra İslam bilginlerinin çalışmaları “şeytan felsefesi” ilan edildi. Bilimsel düşünce küçümsenmeye başlandı. Bilimsel çalışmaların yerini vahiyler aldı. Elbette Hıristiyan bilim dünyasında da işler o kadar iyi gitmedi. Kilisenin tarihindeki en büyük dehalardan bazılarını öldürmesi, hapsetmesi insanlığın bilimsel gelişimini en az 100 yıl daha erteledi. Dinin bilimsel çalışmaların destekleyicisi olduğu bir dönemden bilimsel çalışmaları şeytani diye niteleyen bir döneme evrildi dünya. Şimdiyse işler biraz daha esnek ve bilim kaybettiği zamanı var gücüyle kapatmaya çalışıyor. Belki de bunda, biraz da insanların daha fazla bilimsel bilgiye maruz kalmış olmaları ana etkendir. Din ve bilimin çatıştığı iddiası temelde yaradılışçı düşüncelere dayanmaktadır. Bilimin evrim vb teorileri ile dinin tanrısal yaradılış düşüncesi, her iki gruptan insanların da birbirlerine kuşkuyla yaklaşmalarına yol açmıştır. Dan Brown da işte bu noktada kurgusal çözümlemeler yaparak, maddi hayatın gerçekleriyle dinin gerçeklerini her iki olgunun temsilcilerini karşı karşıya getirerek çözüm arayışına girişiyor. Aslında bu kitapda, din ve bilimin de çatışmasını izliyoruz. Her ne kadar kitap, kahramanlarımız üzerinden bir olay örgüsünü bizlere yaşatsa da olayın özüne bakarsak din ve bilim arasındaki mücadeleye atıfda bulunulduğunu görüyoruz. Aslında bilim ve dini incelediğimizde, birbirlerini destekleyici nitelikleri olduğunu görüyoruz. Örneğin; Newton, bilimsel araştırma yapma sebebinin Tanrı’yı tanımak olduğunu söylemiştir. Peygamberimiz Hz.Muhammed, “İlim, Çin’de de olsa alınız.” “Bilim nerede olursa alınmalıdır.” demiştir. Keza Kur’an-ı Kerim’de bilime birçok atıf yapılmıştır. Tüm bunlar göstermektedir ki biri diğerinin varlığını sorgulamıyor. Aksine destekleyerek insanlığın kazanmasını amaç ediniyor. Şahsen, Allah’ın izin verdiği ölçüde bilimin onun varlığı konusunda ilerleyebileceğine inanıyorum. Umarım elini biraz çabuk tutar, çünkü bilim ciddi anlamda ilerleme kaydediyor; tam tersi isitkamette…
Başlangıç
BaşlangıçDan Brown · Altın Kitaplar · 201722.6k okunma
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.