Gönderi

Karı, kolunda büyücek bir sepetle çıktı. Sepet, tepeleme çamaşır dolu... Biraz ufak tefek ama belli ki sağlam... Güçlü... Koca sepeti kuş gibi uçuruyor. Çamaşırda bile kılığı, saçı başı düzgün... Göğüsleri dolgun-dik... Beli ince, kalçaları geniş-oynak... "Değerli karıda, göğüs uçları dışarıda, topuklar içeri olacak... Tamam... Hayriye karıda topuklar içeri..." Abdülkerim yutkundu. Karıyı iki gün önce, harmanda çalışanlara su getirdiği zaman görmüş, hemen adını, kimliğini öğrenmişti. Çiftlik hesabına kaçak kömür yakan Sinoplunun karısıydı. Uzaktan yakından hiçbir benzerlikleri bulunmadığı halde, Naciye'yi görür gibi olmuştu ilk bakışta... Belki de bu sebepten iki gecedir üst üste rüyasına giriyor, yeniyetmeler gibi şeytan aldatmasına uğruyordu.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.