Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yoğun ısrar üzerine okudum; Türk edebiyatının "yaratıcılık" konusundaki büyük eksikliğini en azından kendi adına giderebilmiş olan bu kitabını. Hem yazarı hem de kitabı epeyce geç tanıdım. Bunun yerli edebiyata olan ön yargımla da ilgisi var elbette. Felsefeyi, tarihi bir roman içine yedirerek üstelik bunu Osmanlı tarihi içinde yaparak, kurgulayarak ortaya böyle bir hikaye çıkarması müthiş bir iş. Yazarın felsefeci olmasının da bunda katkısı çok büyük tabiki. Zaten öyle olmasaydı muhtemelen böyle bir eser ortaya çıkmazdı. Ön yargımdan dolayı beklentimin düşük olması da tatmin olmamı sağlamış olabilir. Bölümlerden oluşan kitap, bölümler içinde de bölümlere ayrılmış. Bazen bambaşka bir hikayeye giriş yapıp ve öyle geliştirirken, hikayenin ana konuya bağlanması iyi bir kurgu ve zekanın ürünü. Konusu, bu konunun işlenişi, kurgu, üslup, bağlantılar, atıflar çok iyi oturtulmuş. Okunmayı fazlasıyla hak ediyor. Teknik olarak; Kitapta bilinmeyen sözcük çok fazla kullanılmış ki hakkıdır tarihi bir roman(aslında felsefi) en nihayetinde ancak kitabın son birkaç sayfasına küçük bir sözlük ekleselerdi ya da dipnot daha iyi olabilirdi. Sayfalardaki satır sayısı azaltılıp sayfa sayısının arttırılması da akıcılığına katkı sağlardı. "Ben de düşünüyorum, dolasıyla varım, ama kimim?"
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
·
14 görüntüleme
kerem