ver kendini yeşile,
tonunun tartışılmasılması
köydeki annemlere kalsın..
bırak kendini aydınlığa,
tonunun tercihi kafandaki
beyaz sandığın siyahlara kalsın..
sal kendini tepeye,
yahut boktan manzaralara..
sarı da eşlik edecek
canım tonlara ve sen..
kalsın,
kendini bırak
elzem gördüğün yazlık durumlara..
bir sosyal medya solcusu kadar solcu,
bir entellektüel kadar memleketli,
bir aykırı kadar sıradan..
kalsın,
kendini bırak
olması gereken mevsimlik çirkinliklere..
içindekilerin farklı,
sen kendini öyle sal,
ibn-i yedemlere,
ve onlar seni öylesin gibi sansınlar..
kalsın,
sen kendini öyle san,
ben seni öyle imişsin gibi iknalaştırayım..
yeşil koyu kalsın gözünde,
sarı biraz daha bağırsın..
köyde..
..
annemler..
..
dünyanın yedi bucağını yorumlasın..
..
sen de entel iknalara boğ kendini..
..
yukarısı cenneti vaat ediyor,
masum gönüllere..
kara gönlüne tüm mevsim sarı doğsun,
yeşili etraf tamamlar..
dünyevi zevkler boğsun bağrını..
sonra bir süreyyayı oku(muş)sun
gibi yap..
anladığın kadar anlat,
anladıkları kadar dinlesinler,
dünya dönmeye,
annemler anlatmaya,
ben kendi içime döneyim..
sal kendini..
milenyum yaşantılara,
gariban keyif'lere..
san kendini..
ben biliyorum hepsini,
süreyya kadar..
sen salsan kendini..
milenyum şairi kadar zavallı,
etraf kadar meczup..
annem anlatsın..
bildiği iki kelime ile roman anlatsın
yazmaya..
bana anlatma..
ilk müslüman olan
dağa,
taşa,
kabre,
anlat da anlat..
annem biliyor..
ellerim de...........
Katip abi