Gönderi

"Yabancılaşma" henüz bu topraklara uğramamıştı. Üstelik... Bu mektubu yazan kişi sıradan biri değildi. Siyasal meselelerden uzak durmuyordu. Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Necip Fazıl gibi "abiler"in etrafında bir okul/ocak görevi gören dergilerin çevresindeki duygusal beraberliği ve düşünsel birlikteliği yaşı yordu. "Allah, peygamber sevgisi ihmal edilmeden, dünya meseleleri ön plana çıkarılmalıdır" görüşünün ilk savunucularından biriydi. Müslümanların öncü kuşağındandı. Buna rağmen solcu Cemal Süreyya yla aynı evde oturmaktan çekinmiyordu. Çünkü ortak payda edebiyattı. Öğrenme aşkıydı. Dostluktu. Solcular Müslüma n ların, Müslümanlar solcuların dergilerinde yazı Cahit Zarifoğlu'nun Paris'e gönderdiği mektubu alan Cemal Süreyya ne hissedip ne düşünmüştü? Rahmetli Cemal Süreyya nın günlüğünden okuyalım: "760. gün Cahit Zarifoğlu ölmüş. Bugünün adı bu olacakmış. Bir ay kadar önce öğrenmiştim onulmaz sayrılığa tutulduğunu. Bazı kanserler mutlaka çok büyük bir çocukluk mutsuzluğuna bağlıymış gibi gelir bana. Hiçbir bilimsel tutanağı olmayan bu kanıya tanıdıklarımda bir şeyler göre göre vardığımı sanıyorum. Bir izlenim işte. Zarifoğlu'nu tanıdığım yılları düşünüyorum. Sevinçlerle büyümüştü sanki Soner Yalçın Bu Dinciler O Müslumanlara Benzemiyor,
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.