Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Modern devletin ve toplumun bireyi bilmezlikten geldiği sıkça söylenir. Biraz daha yakından bakıldığında ise, tersine, devletin bireylere yönelik dikkati insanı şaşırtır; bireyin hiçbir biçimde iktidardan, gözetimden, denetimden, uysallaştırmadan, ıslahtan, yola getirmeden kaçmaması için yerleştirilen ve geliştirilen bütün teknikler insanı şaşırtır. Bütün büyük disipline edici makineler -kışlalar, okullar atölyeler ve hapishaneler- bireyi kuşatmayı, kim olduğunu, ne yaptığını, onunla ne yapılabileceğini, onu nereye yerleştirmek gerektiğini bilmeyi sağlayan makinelerdir. İnsan bilimleri de bireylerin kim olduklarını, kimin normal olduğunu kimin olmadığını, kimin neye yeteneği olduğunu ve ne yapılabileceğini, bireylerin öngörülebilir davranışlarının neler olduğunu, hangi davranışların ortadan kaldırılması gerektiğini tanımayı sağlayan bilgilerdir. İstatistiğin önemi tam da bireylerin davranışlarının kitlesel etkisini nicel olarak ölçmeyi sağlamasından gelir. Yardım ve sigorta mekanizmalarının ekonomik rasyonelleştirme ve siyasi istikrar hedeflerinin dışında bireyleştirici etkileri olduğunu da eklemek gerekir: Bireyi, varlığını ve davranışını, yaşamı, sadece herkesin değil her bir insanın varlığını, modern toplumlarda iktidarın uygulanması için akla yatkın, hatta gerekli ve kaçınılmaz bir olay haline getirirler. Birey, iktidar için temel bir koz haline gelir. İktidar, ne kadar bürokratik ve devletle ilgili ise, paradoksal olarak, o kadar bireyleştiricidir. Pastorallik (bireyselleştirici iktidar), dar anlamda dinsel biçimi içinde yetkilerinin temelini kaybetmiş olsa da devlette yeni bir dayanak ve dönüşüm ilkesi bulmuştur.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.