Gönderi

464 syf.
8/10 puan verdi
Bazı Şeyler Adına Konuşacağım
Arkadaşların ricası üzerine bir inceleme yapmaya çalışacağız... Bana kitabı hediye eden çok değerli arkadaşım, kardeşim olan
Melek yeter
Melek yeter
'e sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Şöyle bir not da yazmış: " Sozdar Bey'e hediyemdir Melek Yeter" Kitabı Melek ile beraber birçok insan övmüştü bana. Yani anlamadım çok övdükleri kadar bulamadım kitabı. Akıcı desen akıcıydı acaba kurgusunda mı hata vardı... Onu bir türlü çözemedim. Berbat bir kitaptı diyemem. Kesinlikle değildi. Bilâkis güzel bir kitaptı. Fakat övdükleri kadar benim zihnimde karşılığı yoktu. Kayda değer bütün incelemeleri okudum. Yani biraz uzun olanları. Daha çok spoilerle anlattıkları için -hatta uzun olanların hepsi aşırı spoiler içeriyor incelemelerin- ben de az spoiler vererek anlatmak istiyorum. Kitabın kimi incelemeleri Sosyolojik kimi incelemeleri de Tarih bilimi bazında kaleme alınmıştır. Onlara diyeceğim yoktur. Hakikaten çok güzel incelemeydiler. Onların mecburen spoiler vermeleri gerekiyor. Çünkü bu işi masaya yatırarak adeta 'kılı kırk yararak' yapmaları gerekiyor. Açıkçası okurken büyük keyif aldım. 'İki Şehrin Hikayesi' adlı kitap ilk sayfalarında ikili zıtlıklarla (diyalektik) başlıyor. Âdeta kulak aşinası olsun diye iki şehri de bu düşüncenin tabanına alarak konuya giriş yapıyor. En İyi-En Kötü, Akıllı-Aptal, Karanlık-Aydınlık... "Bunlar tamam da Londra-Paris... Bunların zıtlıkla ne alakası var." Demeyin. Tarih boyunca sizin de malumunuz üzere İngiltere ve Fransa arasında birçok savaş yaşanmıştır. Bunlar günümüzde yok ama Fransız ihtilâli ve öncesinde hâlâ kinli zihinler adeta bu işin piyasası olup düşmanlıklarını devam ettirmişlerdi. Tarih 1775... Fransa'da ihtilal temelleri atılıyordu. 1789'da bu temeller üzerine Milliyetçilik inşaa edilecekti. Diğer adıyla Ulusalcılık... Bunlar etrafında dönen ve insanların bedenlerinin sürekli ahirete irtihal ettiği bir dönem... Suçsuz insanların hapis yattığı bir dönem... Onlardan biri de Doktor Manette... Kızı Lucie ile yeni bir yaşam kurmanın peşindedir. Tabi bunu dönemin buhranlarından sıyrılarak yapmaya çalışacaklar. Charles Darney de... O da Lucie'yi seviyor. Zamanla evleniyorlar. Bunların etrafında birkaç karakter daha var. Fakat bu karakterlerden benim ilgimi çeken Defarge çifti oldu. Bana Sefillerdeki Otelci Tenardier çiftini hatırlattı. Okuyunca-veya okuyanlar- ne demek istediğimi anlayacaksınız. Âdeta başlarına bela oluyorlar. Kitaptan spoiler verme taraftarı değilim. Bu yemek yapmaya benzer; hangi baharatı fazla atarsan o baharat yemeğin tadını kaçırır. Bu benim ilkemdir. Kitap üzerine yazılan incelemelerden bahsetmiştik. Tekrar dönecek olursak birkaç şey daha eklemek istiyorum. Daha doğrusu sade bir eleştiri değil. Aynı zamanda kitabı da ele alıp değerlendireceğiz. "Bir ülkenin yöneticileri halkına benzer diye bir söz hatırlıyorum. Kime ait olduğu aklıma gelmedi. Hakikaten çok doğru bir söz. Ya arkadaşlar bunların aristokratları ve yönetici sınıfına mensup olan insanları kadar halkı da zalimlik yapmıştır. Nasıl ki halk kalkıp ulusalcılığı savunarak ihtilal yapıp hatta bu işi çığırından çıkardıysa yansıma olarak demek ki bu yöneticiler ve aristokrat sınıfındakiler de aynı şekilde halka zulmetmişlerdir. Kısacası al birini vur ötekine. Milletin başı giyotinde giderken Fransa Millet'i dans edip zafer sarhoşluğu yaşıyordu. Kadınlar elinde iğne iplik bir şeyler örüyordu. Hayırdır ya film mi oynatıyorlar. (Çok heyecanlandım bırakın beni dalacağım) Bunlar bize medeniyeti öğretemezler! Bunların sarayında tuvaletleri dahi yoktu. O yüzden parfüm sektörleri gelişkindir. Bunlar yani bunlar dediğim Fransız ihtilâli... Milliyetçilik... Ulusalcılık... artık ne derseniz... onlara yaradı. Fakat dünyaya yansıyan haline ne demeli. İngiltere çabuk hissedip önlemini aldı. Dershaneye gittiğim zamanlardaki tarih hocamın deyimiyle: "İngiltere kendi sömürülerine 'otur oturduğun yerde' demiştir." Osmanlı parçalanmış ve diğer milletler de kendi bağımsızlığını kazanma peşime düşmüştür. Hâlâ da acısını çekiyoruz. Fransa İhtilali'ni çok iyi işlemiştir. Fakat her nedense bunlar bana çok basit geliyor. Acaba günümüzde yaşananlardan dolayı mı. Ki zaten esamisi okunan ülkeler sonrada kardeş olup 1. Dünya Savaşı ve öncesinde Osmanlı'yı perişan eden ülkelerdi. Belki de bu yüzden umurumda olmadı. Kitabın bir faydası daha var. Hani bize öğretilen tarih derslerinde sadece teknik bilgiydi. Burada neler yaşanmış bir göz atın derim. Bu yönüyle çok faydalı buldum. Adolf Hitler'in yaptığı da Ulusalcılık idi. İtalya da çıkan faşizmin de temeli buraya dayanıyor. Kalkıp Fransa'daki ihtilale sırf bu yüzden alkış tutamam. Bir tarihi veri olarak nazar-ı itibare alırım. Yani bize zararı olmuş faydası olmamıştır. Osmanlı döneminde imtiyaz denince İlk Fransa akla gelir. Ama bu ülke kalkıp çok sonraları başımıza bela oldu. Besledik kargayı oydu gözümüzü. Zaten ben de bir türlü anlam veremedim hâlâ da veremiyorum. Osmanlı en güçlü döneminde bile Fransa'ya ayrıcalıklar tanımıştır. Kitap amaca bağlı bir şekilde iyi veya çok iyi olabilir. Bunu yukarıda da zikretmiştik. Tekrarlamanın bir manası yoktur. Benim fikrimce okunması gereken bir kitaptır. Birçok ilimle alakalı bir romandır. Dönemi anlamak adına çok önemli bir yapıttır. Okuyunuz.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359.2k okunma
··
781 views
Melek yeter okurunun profil resmi
Değerli Mustafa - Sozdar arkadaşım, kitabı okumanı çok istemiştim hatta "büyük umutlar ile iki sehrin hikayesi " arasında kalmıştım , içimden bunu hediye etmek geldi o sırada . Aslında ben hangisini daha çok sevdiğime karar veremiyorum hala . Iki şehrin hikayesi bana o kadar karmaşık gelmedi, belki de benim kafam zaten karmaşık olduğundan pek fark etmemişimdir:)) Bütün ayrıntılara girip kitabi okumayanlara spoiler vermediğin iyi olmuş , ayrıca inceleme okumakta olan ve okumak isteyenlerde merak uyandırmış, ellerine sağlık Beni etkileyen kitabın sonuydu, sevginin gerçekten insana neler yaptirabileceğini gösteriyordu. Benim çıkardığım mesaj şudur : " Sevmek her zaman sahip olmak değil sevdiği için gerekli fedakarlıkta bulunmaktır " Okumana sevindim değerli arkadaşım, "büyük umutlar "da buluşmak dileğiyle ...
Bu yorum görüntülenemiyor
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.