Gönderi

Bilmedim ahvâlimi gerçi ne hâl üstündedir Şol kadar bildim nefs ile cidâl üstündedir Fikri zikri âşıkın gerçi visâl-ı yârdir Lîk hiç mümkün değil, fikri muhâl üstündedir Gözleri dolmayanın âhir dolar toprağ ile Hâce-i dünya gibi kim fikr-i mal üstündedir Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir Fahr-i âlem bakmadı dünyaya fakr etti kabûl Ol mübarek cismine bak gör ki şal üstündedir Korkarım ki gark ede bir gün beni seylâb-ı eşk Kaldı hayrette Muhibbî sanki hâl üstündedir (1- Gerçi gidişatımın ne durumda olduğunu bilmedim; ama şu kadarını bildim ki nefis ile çekişme halim devam ediyor. 2- Gerçek âşıkın fikri de zikri de Sevgili'ye kavuşmadır; lakin bu hiç mümkün görünmüyor. Çünkü bu fikir temelsizdir (yani sevgiliye kavuşabilen âşık görülmemiştir) . 3- Kim ki cihan bezirganı gibi mal-mülk fikri ile yaşamaktadır, mal onun gözünü doyuramaz; ama sonunda toprak doyurur. 4- Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl (olgunluk) üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır. 5- Alemin övüncü olan Hz. Peygamber, dünyaya dönüp bakmadı ve fakr halini kabul etti. Nitekim (ipeklerin değmeye can attığı) mübarek bedenine baksan, kuru bir şal üstünde görürsün.) 6- Gözlerimden akan yaşların seli bir gün beni (sürükleyip denizinde) boğacak diye korkuyorum. Muhibbî bu işe hayrette kaldı, galiba (şu an) hâl üstündedir.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.