*Tarihi eserler, bakıp geçmek için mi?*
İstanbul'a her gelişimde, imkânlar ölçüsünde, tarihi mekânları geziyor, gözlemliyor ve düşüncelere dalıyorum.
Sanat var, estetik var, lüks var,tefekkür var, inanç var, israf da var.
Buradan Bursa'ya geçeceğim. Aynı amaçla orada da ziyaretlerim olacak.
Hem de iki kitap çalışmamla ilgili yapmam gerekenler var.
Tarihi değer ve hazinelerle birlikte yaşamak elbette övünç, ilham, huzur ve ekonomik kaynağımız.
Fakat atalarımız keşke, en az 50 dünya diline çevrilmiş, dünyayı sallayan yüzlerce düşünce, felsefe eseri de bırakabilseydi.
Atalarımız keşke, ampul, elektrik, internet, televizyon, otomobil, telefon, uydu, bilgisayar gibi tüm insanlığın işini kolaylaştıran, ekonomiye finans katkısı olan icat ve imalatlar da miras bırakabilseydi.
Atalarımız keşke, sanayi devrimi ve savunma sistemlerini, nükleer teknolojiyi önemseyip üretime geçip, döviz açığını önleyip, ihracat yaparak istihdama katkı sağlayabilseydi.
Atalarımız keşke; insan faktörünü her yönden merkeze alıp: hukuk, demokrasi, insan hakları, devlet yönetimi alanlarında, diğer doktrin ve ideolojilerden etkilenmek yerine, başkalarının özenip taklit edebileceği sistemler geliştirselerdi.
İşte ben o zaman, bu tarihi eserleri buruk bir sevinçle değil, gurur ve heyecanla gözlemlerdim.
Onların, bu çağın gerek ve gerçeklerini zamanında yakalayamamaları bizi sorumluluktan kurtarmaz tabi.
Bu ödev ve yük hepimizindir.
Bu ideal, coşku, sorumluluk ve heyecanla hareket etmek zorundayız.
Hiçbir şey yapamıyorsak, yapabilenlere destek olalım, en azından kavgalı görüntü vermeyelim , başlangıç için yeter.
07.07.2018
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis
··
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.