Gönderi

288 syf.
·
Not rated
Ahmet Ümit'in 1998 yılında yayımlanmış bir romanı. Sitede 288 sayfa olduğu belirtilse de Everest Yayınları'nın 373 sayfalık cep boyunu okudum. Kitap 1980'lerde TKP adına çalışan bir grup Türk'ün, Rusya'ya eğitim amaçlı gönderilişi ve orada yaşadıklarını konu alıyor. ••• Sonradan hatırlamak üzere inceleme yazdığımdan bu kısım ipucu (spoiler, tatkaçıran, sürprizbozan) içerebilir. Kitapla ilgili daha genel bilgiler okumak isteyenler bundan sonraki kısmı okuyabilir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Rusya'da Moskova yakınlarındaki gizli bir bölgede marksist öğretiyi (marksizm) öğrenmek amacıyla çeşitli ülkelerden gönderilmiş öğrencilerin Türk kolllektifinden Mehmet kod adlı bir kişinin öldürülmesi sonucu yaşananlar anlatılıyor. Mehmet kollektifteki Asaf'la önemli bir konuyu konuşmak üzere kaldıkları binaya giderken sırtına demir bir çubuk saplanarak öldürülüyor. Viktor ve Nikolay adlı iki Rus istihbaratçısı cinayeti çözmek üzere soruşturmayı yürütüyor. Cinayeti çözmek için Türkleri sorgulamaları gerektiğinden Türk kollektifinin öğretmeni aynı zamanda eski bir istihbaratçı olan ve Türkçe bilen Leonid'den yardım alıyorlar. Viktor ve Nikolay Türk kollektifindekilerden cinayet gecesi nerede olduklarını rapor etmelerini istiyor. Hepsi raporları yazıyor. Şüphelendikleri kişileri sorguya alıyorlar. Cinayetten iki gün sonra yine Türk kollektifinden Kerem, Mehmet'i öldürdüğü için intihar ediyor ardında bir intihar mektubu bırakarak. Art arda gelen iki ölüm Türk kollektifindekileri tedirgin ediyor. Mektubunda Mehmet'i öldürme gerekçesi olarak oğlu ve eşinin başına gelenlerden sorumlu tuttuğu Türk kollektifine sızmış bir polis olduğu için öldürdüğünü açıklıyor. Viktor ve Nikolay, Kerem'in intihar etmiş olabileceğine inanmıyor. İntihar süsü verilmiş bir cinayet olabileceğinden kuşkulanıyorlar. Ancak katilin açık vermesini sağlamak için inanmış gibi görünüyorlar. Kendilerince buldukları ipuçlarından yola çıkarak Türkiye'den birbirini tanıyan Mehmet, Kerem ve Cemil üçlüsünden hayatta kalan Cemil'in olası katil olduğunu düşünmektedirler. Bunun üzerine yoğunlaşırlar. Oyuncak mağazasının tuvaletine bırakılan şifreli mesajı çözerler ve Yıldırım kod adlı Türkiye'den bir polisin geleceği gizli buluşmaya Cemil'i gönderirler. Ona TKP'de görevli biriyle gizli bir buluşmaya gideceği söylenir. Cemil inanır. Buluşma saatinde Cemil belirlenen yerde olur. Ancak Yıldırım'ın kendi yerine kılık değiştirerek gönderdiği Ali buluşma yerinde adamını göremeyince kaçar. Viktor'un ekibi onu yakalayamaz. Cemil'in buluşma sırasında ona bir işaret verip buluşmanın gerçekleşmesini engellediği düşüncesinden yola çıkarak Cemil'i suçlarlar ve itirafa zorlarlar. Ancak Leonid buna karşı çıkmaktadır. Cemil'in böyle bir şey yapmadığına inanmaktadır. Viktor ve Nikolay'la anlaşmazlığa düşünce soruşturmada yardım etmeme kararı alır. Çeşitli girişimlerde bulunur. Kollektifteki öğrencilerin kaldığı sitedeki yemekhanede çalışan aşçının hırsızlık yaparken yakalanması sonucu Leonid tesadüfen bir ipucu yakalar. Mehmet'in öldürüldüğü akşam aşçı Aleksey, Kerem'le çarpışır. Kerem'le karşılaşma saati Mehmet'in öldürülme saatiye uymaktadır. Tüm ipuçlarını birleştiren ekip Cemil'in masum olduğunu anlar. Leonid, Türk kollektifindekileri toplayarak Cemil'in sorgusunun yapıldığı yere ulaşır. Delilleri ve tanıkları sunarak Cemil'i kurtarır. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Ahmet Ümit'in okuduğum kaçıncı kitabı olduğunu hatırlamıyorum. Ancak "İstanbul Hatırası", "Sis ve Gece" gibi aklımda kalan kitapları var Ahmet Ümit'in. Diğer kitaplarından farklı olarak bu kitapta katil belli. Katilin ilk kez bu kadar ayan beyan ortada olduğu bir kitabı ilk kez okudum diyebilirim. Katil zanlısı olarak gösterilen başka birinin masumiyeti Leonid karakteri vasıtasıyla ispatlanmaya çalışılıyor. Nitekim parçalar da birleşiyor ve başarıya ulaşıyor. Kitaptaki handikaplardan biri oldukça fazla karakter mevcut ve her birinin farklı farklı özelliklerini anlatmak için sayfalar harcanmış. Karakterlerin çok fazla benzer özellikleri var. Bu beni biraz yordu. İlk 50-60 sayfa hikayenin içine giremiyorsunuz. Daha sonra olaylar hızlanıyor. Tam olaylar derlendi toplandı derken kitap, Yıldırım denen kişinin akıbetini öğrenemeden yarım yamalak bir sonla bitiveriyor. Kitap ne tam anlamıyla bir polisiye ne de bahsettiği TKP hakkında tam bir bilgi verebiliyor. Her şeyden biraz biraz... Ahmet Ümit üyesi olduğu TKP tarafından 1985 yılında Moskova'ya gönderilmiş. Orada bir süre eğitim görmüş. O dönem Rusya'da SSCB'nin henüz yıkılmadığı zamanlar. Kar Kokusu da 1986 yıllarında Moskova'da geçiyor. Bu haliyle yarı otobiyografik de denebilir. Ahmet Ümit bunu bir cinayet kurgusuyla işlemiş yalnız. Toplumsal bir durumla bir cinayeti birleştirmiş Ahmet Ümit. Bir zamanlar romanına konu olan olayları Moskova'da yaşamış birinin daha fazlasını anlatabileceğini düşündüm. Olaylar arası geçiştirilerek anlatılmış sanki. Mesela Mehmet kitabın başlarında telaşlı bir şekilde Leonid'in yanına gidiyordu veya Mehmet'in öldürüldüğü cinayet mahalinde kalem bulunmuştu. Bunlarla ilgili daha sonra bir yazı okumadım sanıyorum. Belki de ben hatırlamıyorumdur. Ancak kitapta geçiştirilen konular da mevcut. Kitapta Rusya ve Türkiye sosyalistlerine eleştiri var. Rusya'daki değişim rüzgarına da birkaç sayfa da olsa değinilmiş. Nitekim alıntılarımda da mevcut. Kitap TKP'nin amaçları doğrultusunda bir araya gelmiş insanların hikayesini barındırsa da, TKP'nin kuruluş amaçları gayesinin ne olduğuyla ilgili somut cümleler okuyamadığımı düşünüyorum. Ben mi anlayamadım bilemiyorum. Kitapta yazım ve noktalama hataları var. Hem de gözüme hic de az görünmedi maalesef. Sanki kitabı yazı dönüştürme sitelerinden dönüştürmüş de öyle basmışlar gibi. Aslında kitabı okur okumaz inceleme yazsaydım daha derli toplu bir yazı ortaya çıkardı diye düşünüyorum ancak fırsat olmadı. Ahmet Ümit'i ilk kez okumaya başlayacakların bu kitaptan başlamaması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Kar Kokusu
Kar KokusuAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20187.5k okunma
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.