Gönderi

168 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
2018 yılının Ramazanı, unutmam genelde ramazan akşamlarını ve gecelerini. Yine oturmuş koltuğuma kitabımı okuyor, ara sıra ona buna salça olmakla zamanımı öldürüyordum. Saat çılgınca* ikiyi gösteriyordu. Normalde her zaman telefonumun sesi kısıktır, pek sevmem beklenmedik gürültüleri. Ancak elimdeyken telefon “Leyla,” “Cep,” “Anımsat,” “Mesaj,” “Reddet” ve “Kabul et” yazılı haneleri yansıdı ekranıma, birkaç saniye bekledikten sonra yeşil renk “Kabul et” butonunda parmağımı kaydırdım. “Haaa,” dedim. “Uyuyor musun? Sahildeyiz. Eniştemlerle geldik,” dedi “Uyumuyorum. Eeee ne yapayım,” dedim. “Sahaf sergi açmış, sana kitap almak istiyorum,” “Ayy canım benim. Çok iyiyim tabi, sen nasılsın, eniştenler nasıl? Ne iyi ettin de aradın,” dedikten sonra hemen aklımdan geçirdim acaba kaç kitap alacak diye. “İstediğin bir şey var mı?” “Bilmem, aklımda şuan yok.” Başladı kitap isimlerini saymaya. Aşağı yukarı en az otuz kitap isminden sonra “Aaa yeter,” “Olum! Hepsini okudun ya da elinde var.” “İyi tamam, Simyacı al. Okudum ama elimde yok. Belki yeniden okumak isteyebilirim.” “Tamam, sen nasıl istersen,” dedi Leyla. Sonra nasıl olduysa, “Bak, Rüzgârın Şarkısını Dinle de var” dedi. Hemen “kitabın kapağı turuncu, kırmızı, mavi ve Doğan Yayınlarımı” dedim. “Evet” dedi. “Tamam. Onu al,” dedim. Kitabın bana ulaşması da aşağı yukarı üç gün sürmesiyle elime ulaştı. Okuyup, bitirmek ise bu güne kaldı. Teşekkür ederim “Leyla.” Haruki Murakami Japon asıllı ve büyük bir okuyucu kitlesine sahip güçlü bir kalemdir. İncelediğimiz kitabı ise ilk eseridir. Kitabın enteresan öyküsünü ise kendi ağzı ile kitabın sonunda bizlere aktarmaktadır. İlk eserini otuzlu yaşlarında yazmış ve birkaç zaman sonra tam zamanlı yazar olmaya karar verip, eserlerini sıralamaya başlamıştır. Rüzgârın Şarkısını Dinle adlı eserimizin bir konusu yok desek sanırım doğru söylemiş oluruz. 1960’lı yılları hikâye eden yazarımız çok küçük bir zaman diliminde kahramanımızın başından geçen olayları anlatıyor. Hikâye kahramanımızın ağzından çıkmaktadır ve genellikle karakterlerin bir isimleri yoktur. Tamamı birinci tekil şahıs ile hikâye edilmiştir. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen aşırı derece akıcı ve sürükleyici olması eserin güzelliğine güzellik katıyor. Sıkmadan okurun okumasını, meraklanmasını sağlıyor. Özellikle radyo spikerine kitabında yer vermesi ve yayın akışını paylaşması benim çok hoşuma gitti. Ayrıca kitaptan öğrendiğim bilgi ise; Japonya’da okullar bahar ayında başlarmış, (gerisi internetten edindiğim bilgidir.) yani okul 1 Nisanda başlar, 31 Martta biter. Bir tane yaz tatilleri ve iki adet kışa denk gelen sömestrleri varmış. Acaba bizde neden böyle bir eğitim sistemi yok. On yaşlarına kadar hiçbir öğrenci sınava tabi tutulmaz ve kişiliklerinin oturmaları beklenirmiş. Bu kadar baskıya rağmen Japonya’da okuma oranı %99’dur. Harikulade bir oran. Acaba bizde neden böyle bir sistem yok, sanırım biz çok rahat bir milletiz. “Gerek yok biz okumadan da çözeriz işimizi.” Sözün özü evet güzel bir kitap okudum. Sizlerin de okuması için tavsiye edebilirim. Sevgi ile kalın. *Çılgınca ikiyi göstermek. Sahibi olduğum duvar saatinin birden on ikiye kadar rakamlarının her biri bir ifade ile gösterilmektedir. İkinin kısmeti ise çılgınca olmasıdır. Bu sebeple saatim ikiyi çılgınca göstermektedir.
Rüzgarın Şarkısını Dinle
Rüzgarın Şarkısını DinleHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20205,4bin okunma
·
612 görüntüleme
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Bizde baharda başlasa yazına karadenizde hamsi tava Diyarbakır'da da közde pişen ciğer olur. İklim farkı var. Japonların eğitimi çok iyi fajat bunu zaman açısından değerlendiriyorlar. Merak ediyorsan yardımcı olayım kardeşime. Mesaj atman yeterlidir. Ayrıca belli bir konusu yoksa kitap rağbet görmez. Mesela ben okumam. İnceleme için teşekkürler🌸
Tayfun okurunun profil resmi
İklim farkları benimde aklıma geldi lakin. Tüm bir sene okulları olması ayrı bir şey. Gerçi tatilleri çıkardığımız zaman 240 günlük bir okulları oluyor. Bizimle aşağı yukarı eğitim süreleri aynı. Lakin daha ustaca ellerde şekilleniyor çocukları. Kitabın konusu ise kahramanın 18 günlük öz yaşamının konu edilmesidir. japonlar gerçekten ilgi çekici bir yaşantıya sahipler. Binlerce yıldır varlıklarından bahsedilir, lakin dünyaya yani adadan açılmaları veya adayı yabancılara açması ise bir iki asırlık bir süredir. Bu süre zarfında ne yaptılarsa tamamen kendi aralarında kendi içlerinde büyüyerek yaptıklarını zannediyorum. Kendi kendine yetebilen bir ülke.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.