Mars Melvin. Decker’in futbol hayatını bitiren oyuncu. Yaşadığı hayatlar onları serinin devam kitabında birleştirir. Melvin hapishanede yaşıyordur ve biri çıkıp onu bu durumdan kurtaracaktır. Tabi ne kadar?
Aslında olay örgüsü hoş olsa da benim beğenmediğim (beğendiğim yerler de var bahsedeceğim) bir kitap oldu. Benim için oldukça ama oldukça zayıf kalmıştı, hele ilk kitap sonrası serinin devam kitabına nasıl giriş yaptığımı düşünecek olursak yaşadığım hayal kırıklığını tahmin edebilirsiniz. Öyle ki, yazarın kitaplarına ara veriyorum diyeyim siz anlayın dostlar.
Beğendiğim noktalardan birisi de yazarın ‘İslam’ dinini de araştırması ve paylaşması olmuştu. Namaz kısmına Decker’in ağzından dikkat edilmesi hatta namaz vaktinin girip çıktığı zamanı saate göre değil güneşe göre söyleyebilmesi benim oldukça hoşuma giden bir noktaydı.
Şimdi aslında kitabı neden beğenmedik kısmını da açabiliriz. Aslında basit. Sayfa 300e gelene kadar sıkıntıdan öldüm patladım ama yazara hayranlığımdan okusam da çok olumsuz bir tavır aldım. Yani kalan kısımda güzel şeyler olsa da hani sanki Polisiye değil de Spor kitabı okuyorum, hatta Biyografi konusundan bir sporcunun yaşamını ve anılarını okuyorum gibi hissettim. Kitabı içinizde okuyan varsa ve 35 liralık parasını ödediyse demek istediğime zaten karşı çıkmayacaktır. Bir de diğer kitaba bakın(Unutamayan Adam); 35 liralık fiyatı şu kitapla kıyaslanırsa sanki 1-2 liraya almışsın gibi ucuz geliyor insana. Umarım anlatmak istediğimi anlatmışımdır. Şu kitabın parası 5 lira olsa bu muhabbete hiç girmezdim.
Güzel bir hafta sonu, güzel bir dünya kupası maçı, bu sefer engel çıkmaz ya da kendi kendime engel olup bir kitaba yazılmazsam biraz ara vereceğim. Kendinize iyi bakın. İstemeden bir yorum yaptıysam da hakkınızı helal edin, sağlıcakla..