Özetleyecek olursak, düşünmeyen mutludur, çünkü bizim birtakım dolambaçlı, inorganik ya da toplumsal yollardan ve kaderlerden geçerek gerçekleştirdiğimizi, o içgüdüyle, organik kaderle gerçekleştirir. Ne mutlu hayvanlara en çok benzeyen insana, bizim zorla çalışarak sahip olabildiğimiz varlığa, parmaklarını bile oynatmadan sahip olur o; ancak hayalî yollardan geçerek dönebildiğimiz evinin yolunu bilir; ve bir ağaç gibi olduğu yere sıkıca kök salmış olduğundan manzaranın, dolayısıyla güzelliğin bir parçasıdır, biz ise araf efsanelerinden, yararsızlığın ve unutuşun etten kıyafetler giymiş figüranlarından başka bir şey değiliz.