Gönderi

400 syf.
6/10 puan verdi
Kitabın başlarında çok gömeceğim için üzülüyordum ama çok gömmeyeceğim. O da kitabın sonu için. Ortaları da iyiydi ama az çok tahmin etmiştim. Neyse. Bu kitap Sarai ve Victor ile alakalı değildi. (Şükürler olsun) Fredrik ile alakalıydı. Fredrikte Victor’un sağ kolu gibi bir şey. O da çetenin içinde. Sorguları yapıyor genelde. Neyse, siz ikinci kitapta buna ihanet eden Seraphine adında bir kadını öğreniyorsunuz. Serephina, Fredrik’in eski karısı. Ama bu kadın kayıp. 6 yıldır. Fredrikte onu arıyor. Bu kitapta bunu anlatmış işte. Fredrik, Serephina’ya ulaşabilmek için bir kız bulmuş. Kız, Serephina’nın yerini bilen tek kişi. Ama bir sorun var: Kız, anılarını hatırlamıyor. Yani hafıza kaybı yaşıyor. Fredrik onu hatırlatmaya falan çalışıyor, bu süreçte birbirlerine bir takım insanın sinirlerini bozan duygular besliyorlar. Yazarı tebrik ediyorum. Bir insan nasıl olaylar ve olaylara bağlı yaşanan duyguları bu kadar alakasız ve gerizekalıca verebilir. Ya adam sizi kaçırmış, kaçmaman için ayağına pıranga takmış, yetmezmiş gibi size dişlerini ve tırnaklarını söktüğü insanların işkencelerini canlı canlı seyrettiriyor. Sen ne yapıyorsun? BU ADAMI SEVİYORSUN, ONA GÜVENİYORSUN. Allahım yazarken bile ellerim titriyor sinirden. İşte buraları okurken kafamda sadece kitabı gömebilmek için uygun kelimeleri arıyordum. Bir insanın masum olması için illa kötü birini, katil birini mi sevmesi gerek? Masumluk bu mudur sadece? Masumluk sarı saçlı olmak, beyaz elbise giymek, kırılgan olmak, sürekli ağlamak mıdır? Artık o kadar bıktım ki. Bir insanı masum yapacağım diye gerizekalı yapıyorsunuz. Ya Fredrik’e ne demeli? Bu bir kurgu ama, birine bağlanmaktansa onla yat, bunla yat, asla bağlanma algısı… bıktım, bıktım, bıktım ve BIKTIM aynı şeyleri okumaktan. Buralar o kadar kötüydü ki, kitaba 2 verecektim. Ama sonra ortalarda (her ne kadar böyle bir şey olacağını tahmin etsem de) yine de heyecanla okuduğum bir bölüm geldi. O ki elimden bırakamadım bile diyebilirim. Özellikle sonu. Sonunda Fredrik’in öyle bir şey yapmasını gerçekten ama gerçekten beklemiyordum. Ve sırf ortası ve sonu için 6 verdim bu kitaba. Ve her ne kadar diğer kitapların da umutsuz vaka olduğunu hissetsem de… yine de okuyacağım. Başladığım işi bitireyim en azından. Şuan Alaska’nın Peşinde’yi okuyorum. İlaç gibi yemin ederim. Dipnot: Bu seriye asla bulaşmayın.
Kuğu ve Çakal
Kuğu ve ÇakalJ. A. Redmerski · Ephesus Yayınları · 20171,622 okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.