Gönderi

Buhari’nin Sahih’inde Ebu Ubeyde’den veya başka birinden alındığına dair her hangi bir şekilde işaret edilmeden iktibas olunmuş öyle garip gramer meseleleri vardır ki, bunların mülahazası, kitaba sonradan izafe edilen şartların ne kadar muhayyel olduğunu göstermeğe kâfidir. Bu hususun şarihler içinde Buhari’yi en çok savunan İbni Hacer tarafından bile itiraf edilmesi, Buhari’nin, kendisine atfedilen şartları taşımaktan ziyade, kitabını tasnif ederken kendinden önceki bazı eserlerin üslûb ve muhtevasına tabi olduğunu gösterir.(1) . Buhari’nin Sahih’inde Ebu Ubeyde’nin izahlarının biraz değiştirilerek alınması yüzünden meydana gelen bazı filolojik yanlışlıklar vardır. Bunların bir kısmı oldukça mühimdir. Bunların hemen hemen biç biri şarihlerin dikkatinde kaçmamış ve şiddetli tenkidlere uğramıştır.(2) . Mesela, Buhari, İsra suresi ayet 31 ile ilgili olarak İbni Abbas'tan isnadları hazfederek bazı filolojik izahlarda bulunur. Müteakiben ‘ve kale ğayruhu’ telmihiyle Ebu Ubeyde’den ardı ardına birçok ibare nakleder. Lakin bu ibarelerin sonuna doğru, filolojik bir izahın biraz değiştirilmiş olduğunu ama bu ufak değiştirme ile mühim bir yanlışlığın meydana geldiğini görüyoruz. Şöyle ki, Ebu Ubeyde’nin ‘hati’tu ve ahtat’tu luğatâni … ilh’ şeklindeki ibaresi Buhari’de ‘hat’itu bi-ma’na ahta’tu’ haline gelmiştir. Halbuki Ebu Ubeyde mevzubahis fiilin sül’asî şeklinin kasten işlenen, rubâ'isinin ise gayr-i iradî işlenen hatalar için kullanıldığını tasrih suretiyle, ikisinin ayni manaya gelmediğini açıkça ifade etmiştir.(3) . Fuat Sezgin, ‘böyle bir yanlışlığın nasıl meydana geldiğini izah etmek güçtür’ dedikten sonra Buhari’yi bu hata konusunda aklamaya çalışan İbni Hacer’in de ilginç bir çelişkisini ortaya koyar. Zira Ebu Ubeyde bu iki fiili mana bakımından birbirinden ayırdığı ve kitabındaki ifadesi de vazıh olduğu halde, İbni Hacer, yanlışlığı ona hamleder. Oysa Macâz al-Qur'ân'ın bizzat İbni Hacer tarafından iktibas edilen ibaresinde bile böyle bir yanlışlık bulunmamaktadır.(4) . Buhari’nin bazı iktibasları da iktibas olunan ibarenin esas sahibinin maksad ve ifadesini değiştirecek mahiyettedir. Mesela Ebu Ubeyde’den alarak hem ‘Kitâbu bed’il-halk’ta hem de ‘Kitâbu’t-tefsir’de iktibas ettiği ‘valiceten’ (9/16) kullu şey’in edhaltehu fi şey’in’ ibaresi buna örnek gösterilebilir. Bu ibarenin Mecâz al-Kur'ân'daki aslı ‘valiceten’ (9/16) kullu şey’in edhaltehu fi şey’in leyse minhu’ şeklindedir. Yani aralarında mana bakımından oldukça mühim bir fark vardır. ‘Valica’ Ebu Ubeyde’nin kitabında ‘kendi cinsinden olmayan, diğer bir şeye ithal edilen her şey’ şeklinde tarif edilmişken Buhari’nin kitabında bu ifadedeki ‘kendi cinsinden olmayan’ kaydı hazfe uğramıştır. Lakin bu hazfın ibarenin manasını ciddi biçimde değiştirdiği açıktır.(5) . Buhari metnindeki filolojik izahlar arasında mana bakımından oldukça tehlikeli sayılabilecek bir başka yanlışlık da yine Ebu Ubeyde’den ve ‘kala ğahruhu’ telmihiyle naklettiği ibarelerde bulunur. Mesela Abese süresinin 6. ve 10. Ayetinde bulunan iki kelime ile ilgili Mecazu’l-Kur’an’da bulunan ‘tesadda: te’arrada lehu ve telehha:teğaffele anhu’ şeklindeki tefsir, Buhari tarafından bu ibaredeki te’arrada lehu ve telehhâ kelimeleri düşürülerek yani ikinci ayetin tefsiri birinci ayete mal edilerek -tesadda, teğaffele anhu şeklinde- iktibas edilmiştir. Yani sürede geçen tesadda fiilinin faili peygamber olduğuna göre bu iktibas ile –peygambere- isnad edilen fiil değiştirilmiştir. Ravilerden Ebu Zerr ve diğer birçok şarih buna itiraz etmişlerdir.(6) . Bütün bunlardan başka, Sahih’de, Buhari’ye kendisine sonradan izafe edilen şartlardan uzaklaştıracak kadar kuvvetli deliller bulmak kabildir…(7) …. …. Yukarıda gözden geçirdiğimiz misallerden vazıhen anlaşılıyor ki, Buhari, Peygamberin hadis ve sünnetlerini içine alan muhtasar bir kitap meydana getirmek şeklindeki gayesinin dışına çıkarak filolojik eserlerin cazibesine kapılmıştır. Hassaten Ebu Ubeyde ve sonra Ferrâ'nın fikirlerine Sahih’inde ehemmiyetli bir yer ayırmıştır. Ebu Ubeyde’nin naklinin hususiyetlerini hulâsa edecek olursak, Buhari bu iş için ya ‘kâle Ma’mer’ şeklinde tasrihi veya ‘kâle gâyruhu’, ‘yukâlu’ gibi müphem ifadeleri gelişi güzel bir şekilde seçer. Hiç bir telmihte bulunmadan aldıkları ise diğerlerinin toplamından fazladır.(8) * 1)M.Fuad Sezgin, Buhari’nin kaynakları, Otto yayınları, Ankara, 2015, s.165-166 2)Sezgin, age, s.172 3)Sezgin, age, s.172 4)Sezgin, age, s.172 5)Sezgin, age, s.170 6)Sezgin, age, s.175 7)Sezgin, age, s.175 8)Sezgin, age, s.177
··
84 views
Murat YAZICI okurunun profil resmi
Çok ilginç.
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Bunu paylaşma sebebim aslında Buhari'nin eserine uluhiyet katmaları. Buhari'den Allah razı olsun gücü yettiği kadar hadisleri toplamış ama o da insan. Benim eleştirim Buhari, Müslim ve diğer hadis kaynaklarını sorgulamadan kabul edenlere
4 next answer
Ömer okurunun profil resmi
Mrb, kitabın pdf si var mı sizde?
2 previous answer
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Bende pdf yok ama bakarım
3 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.