Sürükleniyoruz,
Bir ırmağın alıp
Zamanın akıp gittiği gibi
Yaşlılığa doğru her gün,
Ölüme doğru sürükleniyoruz
Kimi akşamları şehir içlerinde
Çöp kokulu sokaklar boyu
Zengin kalabalıklar arasında
Her türlüsünün içinde insanın,
Her birimizin düşüncesinde
Ayrı bir keder ayrı bir kızgınlık
Bir kulüpten diğerine,
Fakir ve zengin evleri içerisine
Sürükleniyoruz,
Bir düşüncenin peşi sıra dolanırken..
Kendimizi oyalamak adına çıktığımız
Bir sahilde
O mutlu çiftleri, çocukları gördükçe
Her birimizin gözü kaşındayken sürekli
Yukarılardayken
Kıyıya vurmuş cesetler gibi
Ölüyoruz düşüncelerimiz içinde..
Her birimiz kendi eksikliğinden yola çıkarak
Yaşam pınarı olarak bahsettiğimiz gözlerimiz
Sahip olamadığımız her bir şeyin acısını ağlıyorken
Yaşam odası tıka basa doldurulmuş
Hala bir şeyleri elde etme arzusu peşinde
Küçücük çocukları peşimizden sürükleyerek
Çoğu zaman kahkahalar içinde,
Oysa kendimize sorsak nedenini bilmediğimiz,
Kendimize, insanlara, doğaya yabancı bir hal içinde
Sürükleniyoruz..
Arzularla dolu sevdalarımız peşinden
Yalan haberler, hükümet darbeleri
Ve bir duyumun bizi yüceltme ihtimaline yönelik
Bilinçsiz eylemlerin peşi sıra
Sürükleniyoruz..