Gönderi

Mevlânâ Hazretleri’nin Mesnevî’sinde de hikmet dolu bir hikâye nakledilir: Adamın biri uyurken ağzına bir yılan girer. Bunu gören ârif bir zât, o adamı kusturup içindeki yılanı çıkarmak için, ona niçin yaptığını söylemeden türlü cefâlar eder. Çünkü izah ederse, adam büsbütün korkup hâlini ıslâha mecâli kalmayacaktır. O ârif zât, içindeki yılandan haberi olmayan gâfil adamın acı sözlerine ve ağır hakaretlerine aldırış etmeden onu kusturabilmek için çürük meyveler yedirir, kamçısıyla vurur, kaçan adamı atıyla kovalar. Nihayet koşmaktan bîtap düşen adamcağızın safrası kabarır ve içindeki çürük meyvelerle beraber yılanı da kusar. İçinden çıkan kapkara yılanı gören adamcağız, bu defa o ârif zâta medyun ve minnettar olur. Gâfilâne söylediği acı sözleri için o sâlih kulun ayağına kapanıp af diler. Anlaşılacağı üzere kıssadaki yılan, nefsi temsil etmektedir. Kişiyi nefsin tehlikelerinden koruyup onun hâlini ıslah edebilmek için -acı bir tedavi uygulasa da- onu ebedî acılardan kurtarmaya çalışan mânevî rehber ise ömürlük bir teşekküre lâyık olan sâlih bir dosttur. osmannuritopbas.com/abdulkadir-geyl...
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.