Gönderi

O zaman durum çok açık ve tarikatlar Türk hayatına çok nüfuz etmişlerdi, bugünkü gibi değildi. Bugün tarikatlar kırsal kökenli ve daha çok kasabalı kimselerin iltifat ettiği dinî topluluklar. Şehir hayatının, şehir kültürünün dışında kalanları şehir hayatına ve İslâmi kültüre bütünleştiriyor. O nedenle metropolle devamlı bir uyuşmazlık var: Laik-dini; sofu-bînamaz anlamında değil. Yaşam biçiminde de fark var. Geçmiş asırların tarikat ehli büyük şehirliydi ve elit sınıfın üyeleri de tarikat üyesiydi. Bu kimselerin zevkleri, bilgileri dergâhta sürer ve gelenleri etkilerdi. Tarikat şeyhliği mühimdi; hatta bazen babadan oğula geçen bu postnişinlik için padişah iradesiyle bir memurun erken emekliliği dahi vakiydi. Bugün 19. asır devletinin aksine, hükümet tarikatları kontrol etmiyor, edemiyor; tarikatlar onu yönlendirmeye çalışıyor. Tabii muvaffak olamıyorlar pek, zira tarikatın silsile-i meratibi şeyh efendilerin ortaya çıkışı ve kabulü pek eski kurallara uymuyor. Bugünün tarikatı eskinin tarikatı değil; onların da çok yol almaları lâzım.
·
1 görüntüleme
Fatma Gül İŞÇİ