Eden, sersefil bir hayatın içinde yuvarlanıp giderken kendinden farklı olan ve kusursuz olarak tariflediği bir kadına aşık olur ve bu aşkla kendi yeteneklerini keşfetmeye başlar. Aslında temel motivasyonu sevdiğinin onu sevmesi üzerinedir, ancak giderek kendini ve hayatını sevmesini sağlayan bu motivasyonun nesnesi olan kadının nasıl da sıradan olduğunu fark eder. Hayattaki tüm diğer şeyler gibi, o da sıradan bir kadın olmuştur. Kendisini anlamak bir yana dursun anlayış dahi göstermeyen o kadına artık aşık değildir, zekası bu hayatı daha fazla sürdürmenin anlamsızlığı altında ezilir. hayatına tıpkı aşık olduğunda gösterdiği iradi davranışlar gibi denizin içinde bedeninin gösterdiği dürtüsel yaşama eğilimini ciddi bir irade ile alt ederek son verir.
Keşke seni sevseydi Maria, o zaman çok mutlu olurdunuz.