Kyle Kingsbury'nin her şeye sahip bir lise öğrencisi. Manhattan'daki lüks evi, ünlü bir haber kanalı sunucusu babası, büyük ölçütlerde parası ve inkar edilemez bir yakışıklılığa sahipti. Ama ne kadarı gerçekti? Son dönemlerde klasikler yeni uyarlamalarıyla gelmeye son sürat devam ediyor. Alex Flin'in farkıysa peri masallarının toz pembe görünen o imajını yıkması. Hayatımız boyu karşılaştığımız kötü sahnelere de yer vermesi bence kitaba olan bakış açımızda oldukça yapıcı bir etkisi oluyor. Olayı kendi tabiriyle şu şekilde açıklamış. '' Her ne kadar mutlu sonla bitse de, hikayemi şeker kremasından tamamen arındırarak yazmam işte bu yüzden.'' Kyle kendisine yönelttiği acımasız cümlelerin intikamını almak için kafasında acımasız bir plan kuruyor. Ama bu sefer karşısında kendinden aşağı gördüğü kızın kim olduğundan epeyce habersiz. Bu kızımız Kendra oluyor, kendisi bir cadı. Hiç de öyle Kyle'ın planındaki gibi hayalleri yıkılmıyor ama olan kendisine oluyor. İşte asıl kısım mitolojik ögelerde, bir çok filmde ve masalda karşılaştığımız şekilde başlıyor. Sinirlenen cadı tarafından bir canavara dönüştürülüyor. Ama Kendra Kyle'ın son anda farkında olmadan yaptığı iyiliğin hakkını veriyor. Oysa Kyle hizmetçisinin yanlış aldığı çiçekten kurtulmak için onu yalnızca resepsiyondaki kıza veriyor. Bunu gören Kendra ona gülün dökülen yaprak sayısı kadar bir süre veriyor. İki yıl. Dış görünüşün önemsiz olduğunu anlamayan bir canavarın gerçek aşkını bulması için yalnızca iki yıl..... Bundan sonra Kyle Kingsbury'nin Adrian King'e dönüşümünü ve tam umudunu kestiğinde aşk tesadüfleri sever dememizi sağlayan olaylar zincirinde buluyoruz kendimizi. Peki gerçek sevgiyi tatmamış biri sevdiğini ve sevildiğini anlayabilir mi? Kitabımız bu sorunun cevabını öğrenmek isteyenler ve iflah olmaz romantikler için biçilmiş kaftan.

BeastlyAlex Flinn · Pegasus · 2011287 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeze