Gönderi

Biraz uzun ama bana göre okunması gereken bir yazı... YAŞAMDAN KESİTLER Günlerdir heyecandan içi içini yiyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Neden mi? Sevebileceği, hayatındaki boşlukları doldurabileceğini düşündüğü biriyle tanışmıştı. Her şey ondan sonra tümüyle değişti. Yaşam daha bir güzel, daha bir keyifli ve heyecanlı olmuştu. Aşık olmuştu. Her an, her yerde onu görmek istiyordu. Gerçi henüz ona duygularını açmamıştı. Onun kendisi hakkında ne düşündüğünü bile bilmiyordu. Ama onun kendisine ne kadar sıcak baktığını, gülümsediğini görüyordu.Onun sevgisinin karşılıksız olmadığını düşünüyordu. Hatta bundan son derece emindi. Bir yerde okumuştu: ''Gözler yalan söylemezdi.'' Günlerdir ona nasıl açılacağını düşünüyordu. Az da olsa yanılma ihtimali vardı. O an aklına mesaj atıp görüşmek, konuşmak istediğini söylemek geldi. Elini uzattı ve telefonu aldı. Heyecanla ve aceleyle düşündüklerini yazıp ''gönder'' tuşuna bastı. Şimdi daha da heyecanlıydı. Yanıt nasıl olacaktı? Sağına soluna baktı, herkesin bir şeyle uğraştığını gördü. Buna pek anlam veremedi. Aklına ilk gelen bu insanların böyle bir sorunu olmadıkları oldu. Ya da bu sorunu çözdüklerini düşündü ve daha da heyecanlandı. İyice daldı, o artık bulutların üstünde uçuyordu. Hiçbir şey duymuyor ve görmüyordu. Sadece o vardı yaşamında. Biraz sonra mesajın cevabı geldi. Heyecanla tuşa bastı. Yanılmamıştı. Yanıt beklediği gibiydi. O da onu seviyordu.Kendini çok mutlu hissetti ve derin bir oh çekti. O anda etrafındakilerin ona garip garip baktığını gördü. Bir anlam veremedi. Söylenen zamanda ve söylenen yerde idi ve sevdiği ona bakıyordu. İyice heyecanlandı ona doğru yürümek istedi. Ama ayağı bir yerlere takıldı. Ellerini uzattı. Sevdiği kızın elinde bir çiçek vardı ve ona doğru uzatıyordu. Sevindi ve daha bir gayretle elini ileriye uzatıp çiçeği aldı. Koklamak istedi. Burnuna doğru götürdüğünde garip bir kağıt kokusu geldi. Bakınca üzerinde garip şekiller ve yazılar olduğunu gördü. Ne olduğunu anlayamadı. Şaşkınlıktan kafasını kaldırdığında karşısında Geometri öğretmenini gördü ve elindekinin de geometri testi olduğunu anladı.Öğretmenin karşısında ve sınıfta olduğunu geç fark etti. Her şeyi anladığında artık çok geçti. Utandı, ne söyleyeceğini bilemedi. Geometri öğretmeninin çok sert olduğunu duymuştu ve sınıftaki panoda ''Derste cep telefonu kullanmak yasaktır.'' yazıyordu. Ona kızacağını düşündü, ne olmuştu, rüya mı görüyordu? Oysa saçları kırlaşmış, artık yaşlanmaya başlamış olan öğretmeni ona gülümsüyordu. Eliyle saçlarını okşadı ve dönüp kürsüye gitti. Zil çaldığında gidip özür dilemek istedi. Koştu; koridorda öğretmeni yakaladı. Utangaç bir şekilde yanına sokuldu. Daha bir şey söylemeden öğretmen ona döndü, sevecen gözlerle bir dost gibi elini omzuna koydu ve ''Hayallerini bozduğum için senden özür dilerim.'' dedi. ''Yaşamı hayal etmek yerine hayali yaşamak çok daha güzel. Düşleri, hayalleri olmayan bir insan asla mutlu olamaz.'' Yaşlı öğretmenin bu sözleri hala kulaklarındaydı ve o hala onun gülümseyen gözlerini unutamıyordu. O an anladı ki ''Hayat, tesadüflerin güzel renkleriyle işlenmiş değerli bir tablodur.'' Hayaliniz güzel olsun. Abdülbari KÖSE
··
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.