Gönderi

432 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Büyük konuşmamak gerek. Kendime bunu hep hatırlatıyorum ama bazen istemsizce yapıyorum bunu. Yorumlarına gerçekten güvendiğim bir arkadaşımın önerisi ile başladım bu kitabı okumaya. Normal şartlar altında serinin isimleriyle öyle çok dalga geçmişliğim vardır ki kendisini büyük konuşmamın cezası olarak görmeye başladım. Bir lordu size, bize ve dize getirmeyi hedefleyen bu kitabımızın ilk iki yüz sayfasını okurken bir hayli şaşkındım. Zira korktuğumun aksine ortada bir saçmalıklar silsilesi yahut korkunç karakterler yoktu. (Korkunç burada tiksinti ifade etme amaçlı kullanılmıştır.) Kitabın yarısı diyebileceğimiz bu kısmı size özetlesem, şey düşünürsünüz: Vay be, adı cidden korkunç ama kitap kötü görünmüyor. İşte ben de tam olarak böyle düşünüyordum. Akıllı, kişilik sahibi ve hayalleri olan bir kadın karakter ve hayattan ne istediğini bilen, olgun, zeka sahibi bir erkek karakter. Ne yazık ki tarihi olmayan bir kurgu. Komik atışmalar, ilginç tesadüfler ve insanı germeyen, sinir etmeyen, saç baş yoldurmayan bir aşk... Her şey böyle başlamıştı. Gayet mutlu ve memnundum. Kitaba 6 ya da 8 puan vermeyi düşünüyordum, o kadar iyiydi anlayacağınız. Derken... Sanırım yazar uyuyakaldı ve ancak düşmanı olabilecek bir şahıs kitabını ele geçirip yazmaya başladı. 6 gün içinde aynı olaylar tekrarlanıp başa sardı. 6 gün içinde bir kadın hayatının aşkını bulduğunu, bulmadığını, bulduğunu, bulmak üzere olduğunu, bulabileceğini, bulabilemeyeceğini, bir adamın dünyanın en harika erkeği olduğunu, olabileceğini, olmadığını ve olma ihtimaline sahip olduğunu falan düşündü. Ona zerre güvenmeden ve yaşını bile sorma ihtiyacı hissetmeden yakınlaştı, hayatını anlattı, ailesini paylaştı vs. Aynı zamanda ona güvenmedi, ondan kaçındı, çelişti de çelişti. Delirtti de delirtti. O kararlılık, sahip olunan akıl ve kişilik özellikleri uzak birer anı haline geldi. İşin komiği her şeyin 6 günde yaşanmış olması sanırım. 6 günde evlenecek kadar kararlı hale gelen çiftimiz, bu günler içinde ilk iki yüz sayfadaki karakterini kaybedip saçma sapan bir hale de geldi. Bu 6 günlük çelişkiye elbette oğlumuz da dahildi. 6 gün içinde avcı olmaya, av olmaya, hoşlanmaya, takılmaya, hoşlanmaya, daha çok hoşlanmaya, daha az hoşlanmaya, evlenmeye, evlenmeye ve tekrar evlenmeye, evlenip delirmeye, delirip evlenmeye ve daha birçok acayipliğe karar verdi falan. Yani her şey o kadar hızlı ve saçma bir şekilde ilerleyip bozuldu ki nerede düşmeye başladığımızı bile hissedemedim. Tek bildiğim aniden yerde sürüklenmeye, sürünmeye ve kitabı bitirmek için direnmeye başladığım. Ciddi anlamda size kitabı anlatmak istiyorum. 1. Gün Tanışma Yakınlaşmanın kıyısından dönme (Bu andan itibaren bahsi geçen yakınlaşmalar ne yazık ki fiziksellikle sınırlıdır. Başta da belirttiğim gibi karakterler birbirlerine soru dahi sorma gereği duymadan aşık olabilecek kadar mantıklı insanlardır.) 2. Gün Atışma Yakınlaşma 3. Gün Daha çok yakınlaşma Evlenme fikrini düşünme 4. Gün Daha, daha ve daha çok yakınlaşma Evlenmeye karar verme Atışma Evlenmekten vazgeçme 5. Gün Yakınlaşmanın bug'ını bulma Erkeğin evlenmeyi kafaya koyması Kadının bunu düşünüp yok ben vazgeçtim demesi 6. Gün Atışma Tartışma Zoraki bir şekilde evlenmeye karar verme Erkeğin aşık olduğunu anlaması Kadının ben bu adamla mı evlendim, diye düşünmesi. Daha, daha ve daha çok yakınlaşma. Erkeğin ilan-ı aşkı Kadının algıda seçici tavırları Ciddili kavga Kadının adamı kırması Ayrılık Kadının aşık olduğunu anlaması Nihayet aradan geçen birkaç gün. Barışma ve mutlu son. Hızlandırılmış bir lordu oraya buraya getirip götürme kursumuzun sonuna geldiniz. Kitabı okurken sık sık söyledim, müsaadenizle sizinle de paylaşmak istiyorum bunu: Bu kitaptaki karakterlerin yakınlaşmaya ve evlenmeye karar verdiği süreden daha uzun süre alışveriş yapma kararımı sorgulamışlığım vardır. Bu mübalağa değildir, teşekkürler. Bu da gol değilmiş.
Bir Lordu Dize Getirmenin On Yolu
Bir Lordu Dize Getirmenin On YoluSarah Maclean · Nemesis Kitap · 2016327 okunma
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.