DAVA'nıza Sahip Çıkın !!!Yazarın duyguları ile harmanlanmış ama aklın tesiriyle (bir çok konu içeriği ) müphem bırakılmış eserler , okuyucuda çok farklı ve derin düşüncelerin oluşmasına sebebiyet verebilir.
"DAVA " konusu ve tüm " dekoru " ile bu müphemliği ve ayni zamanda ilginçlikleri içinde barındıran
"dehşet" bir eser.
Bu dehşet karşısında ;
kimi okuyucular hayranlıklarını ifade ederken ,
kimileri ise kitabı yarıda bırakmaktadırlar :)
《《SPOİLLER icerebilir...
ama bence bu kitap için çok ta önemli değil..》》
Herşey aniden mi olur hayatta...
Gökyüzümüz gibi ruhumuzda ansızın mı kararır...
Birden bire mi gerçekleşir bütün kötülükler hayatımızda...
Her sabah bugün başıma ne gelecek korkusu ile uyanmaga başlamak mıdır
yaşamak...
Masum olduğunu iddia eden kişi ; nasıl, neyle, hangi kanunla ve hangi vicdanla suçlanabilir ?
Şuçlu tespit edildi ise herşey bitmiş mi demektir ?
Şuç nerede delil nerede haksızlığa uğrayan nerede ?
Neden kimse bunları sorgulamaz ki ?
"Vefa " en azından İstanbul 'da bir semt olduğu bilinir de "ADALET" konusunda kimsenin bir fikri yoksa eğer yazık olmuştur o topluma
Adalet sonuna kadar suçsuzu savunmak değil midir ?
Gücün kaynağı adalet degil miydi
yoksa adaletin kaynağı mı güçdür ?
......................................
Biraz da kitaba dönelim ...
Josef K. bir sabah iftira sonucu tutuklanır ve yaşadığı dünyanın karanlık bir "örgüt" tarafından idare edildiğini anlama serüveni başlar.
"Ateş düştüğü yeri yakar"
Josef K. düne kadar bu dünyada hiçbir şeyden habersiz olarak yaşayan bir banka memurudur.
Tutuklandıktan sonra ( idareciler lutfetmis böylece şehirde "özgürce" dolaşmakta ve istediği kişiler ile görüşebilmektedir)aslında yaşadığı dünyanın igrençliğini ,adiliğini haksızlığın olduğunu ve maalesef insanların umursamazliğı ve mevcut durumu kanıksayanların varlığı ise
şaşķınlığı ile beraber öfkesini artırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır.
Adaletin inançlardan çıkarıldığı toplumlarda hiçkimse suç ile delil ile mazlum ile uğraşmaz.
Josef K. sistemin böyle olmaması gerektiğini düşünür ve ayak takımı ile değil asıl suçlu olan üst kademeler ile uğraşmak gerektiğini ister.
( Acaba yeni bir V for Vendetta mı doğuyor diyorum burada)
Ama görüştüğü kişilerin ruh haleti ve anlattikları karşısinda sadece kendini kurtarma derdine düşmüstür.(Toplumsal değişimler ve direnişler birlik beraberlik içerisinde ancak gerçekleşebilir)
Her bölümün ilginçligi ve görüşmelerde anlatılan uygulamaların garipliği karşısında
kitap kendini daha fazla içine çekmekte ( Küp filmi aklıma geldi )
ve "böyle bir şey nasıl olabilir ki " dedirtmekte ,
sadece davası olanlara değil o ülkede yaşayan herkese hele yeni doğmuş bebeklere ve onların çaresizlik ile beraber ümitsizliklerine üzülüyorsunuz...
Sistemin bozuk olduğu bir yerde ne ile suçlandığının ne önemi olabilir ki...
Özgürlüğün olmadığı bir yerde "bugün" sana dava açılmamış olmasına sevinmek neye yarar ki...
N.Topçu 'nun "İsyan Ahlakı" akla geliyor.
Acaba Block gibi bir yaşantı mı
yoksa onurlu bir ölüm mü
sorusunu sormaya sebep oluyor
kitap.