Gönderi

Bir yapı kooperatifi tarafından inşaa edilmiş bir binaya gittik onaltı katlı. Boş bir tarlaya yapıldığı için her tarafı görünüyor dev gibi bir yapı. Yaklaştık yaklaştık nerede bunun kendine layık dev gibi kapısı. Yok. Onun yerine beş altı tane küçük kapı gördük. Otellerin arkasındaki küçük servis kapıları gibi. Oysa binanın cephesi bu tarafa olmalı, dedik acaba ana kapı arkada mı yine de. Hayır öyle değilmiş, gördüğümüz bu küçük küçük kapılar 5 6 blokun birbirine yapıştırılmasından meydana gelmiş bu devin giriş kapılarıymış. Birinden girdik, ama nasıl küçük merdivenler ne kadar dar, nerde o dışarıdan gördüğümüz büyük yapı. Ve daha önce daha sokaktayken boş dairelerden birinin camına yüzümüzü dayamış içeriye bakmıştık. Demiştim ki gördüğümüz yer için ne biçim bir hol. Ve birini bulduk. Bize o daireyi gezdirdi. Hol zannettiğimiz meğer salonuymuş evin. Kaç metrekare sorduk altmış dedi iki oda bir salon. Mutfaktayız. Kadın orda delirir. Buzbuzdolabı nereye konacak diye sorduk. İşte buraya dedi. O zaman şu dolapları açılmaz dedik. Açılmaz elbet aynısında kendim oturuyorum açılmıyor, o nedenle de dolapları kullanmıyoruz dedi. Peki kirası kaça dedik, dediki şu kadar bu kadar, bir hayli fazla ama şimdi yazsam buraya, siz okuyunca ya kadar aradan bir iki ay geçecek diyeceksiniz ki ne kadar da ucuzmuş. Onun için dağın başındaki bu ev pahalıydı diyeyim yeter. Anlatmak istediğim bu değil. Dışarıdan devasa büyük bu ev içeriden için böyle eciş bücüş ve küçük. Üst katlar biraz daha genişmiş. Ama neye yarar. Yine de bir karı koca ve zavallı çocuklarından başka kim sığar bu eve. Büyüdü bu çocuklar ne olacak. Evlenip sığmazlar aynı eve. Çekip başlarını gidecekler. Artık hiç bir aile oğullarını evlendirince onlara aynı evde yatak açamayacak mı? Bu evleri kim yaptırıyor bize. Aileyi kim parçalattırıyor bize.
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.