Gönderi

141 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Daha en baştaki iki öyküyü okuyunca farklı bir Sabahattin Ali eseriyle karşı karşıya olduğumu anlamıştım. Zira önceki okuduğum öyküleri tarz olarak da içerik olarak da farklıydılar buradakinden. Bazen sessiz bir isyan devamındaysa tek başına yok olma pahasına gücünün sonuna dek bir mücadele ve sonunda sessiz sedasız bir yokoluş vardı. Çoğunluk kırsalda, ufak yerde geçen işleyişteki sıkıntının mağduriyeti ile oluşan durumlar vardı. Sırça Köşk’ te ise durum farklı. İlk iki hikâye gemileri arka fonuna alıyor. Bu hikâyelerden itibaren başlayan farklı durum; önceki öykülerde gördüğümüz büyük sistemdeki (işleyişteki) problemlere odaklanılıyorken, burada küçük sistemdeki (insandaki) büyük problemlere odaklanılıyor olması. Tabiri caizse herkesin kendi avantasına baktığı, hırsın ve yozlaşmanın tavan yapmasıyla adeta hayvanlar alemindekini andıran güçlünün galip geldiği, ayakta kalanın haklı olduğu bir tablo meydana çıkıyor. Hırsın kör edip halüsinasyonlar gösterttiği, katil olan namını hak etmek için cinayet işleyenlerin olduğu bir insanlar alemi mevzu bahis. Sabahattin Ali ise bu karmaşada önceki öykülerinden farklı bir pozisyon alıyor. Daha evvel betimleyen, gözlemleyen ve sonunda ise sessizce onurlu mücadelesini veren adamken; burada hicveden, bıyık altı gülen, ironiyle ince yergiler yapan kimi zamansa Sait Faik’in öykülerindeki o serseri, umursamaz, dünyaya eyvallahı olmayan adamı gördüğümüz biri haline dönüşüyor. Daha evvel anlattığı kederli fukara öykülerine burun kıvıranlara adeta “bunu siz istediniz” deyip o kırılgan ve zayıf profilden sıyrılıp daha güçlü, daha hoyrat ve daha eleştirel bir profile geçiş yapıyor. Bunu da beğendiğim taşlama öyküsü Bahtiyar Köpek de şu şekilde dile getiriyor: “Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. -Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin? - diyorlar. -Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden, doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu? - Hiç olmaz olur mu? Arayıp, bulup görmek lazım. Bunun için de kenarı köşeyi araştırmak istemez. Her şey apaçık ortada, göz önünde. Sade güler yüzlü, bahtiyar insanlar değil, bahtiyar köpekler bile var. Ben de karar verdim, bu sefer açlıktan, ıstıraptan, nefretten değil… rahattan, tokluktan, sevgiden bahsedeceğim.” Bu tarzın meydana gelmesinde kuşkusuz Markopaşa dönemi ve Aziz Nesin’in de payı vardır. Okurken aklıma hep bu geldi. Zekice yapılmış ironi ve kinayeyi seven biri olarak bu kitaptan okurken ayrıca zevk aldığımı belirtmem gerek. Özellikle Böbrek, Bahtiyar Köpek, Dekolman, Hakkımızı Yedirmeyiz! ve Çirkince öyküleri bu tarzda yazılmış güzel öykülerdi. Gelelim kitabın son kısmında yer alan masallara. Öykülerden sonra kitapta bir de masallar kısmı yer almakta (ki bunlar büyüklere göz kırparak anlatılan masallar). Bu masallardan ilki (Bir Aşk Masalı) Sabahattin Ali’nin Değirmen kitabında açık bir biçimde gördüğümüz havai, romantik yanına denk düşüyor. Sonraki üç masaldaysa gittikçe artan dozajda bir sistem eleştirisi, güce ve haksıza karşı gücünü yok saymama, baş eğmeme çağrısı var. Devlerin Ölümü masalında sürüngen hayvan soyundan bataklıkta yaşayan tiksinç yaratıklar olan devler, güçleri sayesinde kaygısız ve rahat bir yaşam sürerek diğer canlıları tahakküm altına almışlardır. Ancak dünya işte devri daim olur ve sonra beynin kudret gelişimi başlar  Sonrasında bir Koyun Masalı var, köpeğin kendini alemi titreten kurt sandığı ve en sonunda da kinayenin sırça köşk metaforuyla yapıldığı Sırça Köşk masalı var ki yine diyorum “Evet, isyan!” youtube.com/watch?v=dwZUCZQ... Kitap ilk yayınlandığında toplatılmışsa bilin ki bunun nedeni Masallar bölümü ve ilki hariç eleştirel anlatımda gittikçe sivrileşen bir dilin kullanıldığı üç masaldır. Bunun böyle olduğunu okuyunca rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Bu kitap, kuşkusuz Sabahattin Ali’nin öykü kitapları arasında tarzı ve içeriği açısından ayrışan ve öne çıkan bir kitap.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056.7k okunma
··
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.