Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Yüz yazar arasından bir örnek alırsak Diderot kanlı canlı bir yazardır; Poe ise, sinir sisteminin yazarıdır, hatta daha fazlasıdır -tanıdıklarımın en iyisi. Onda, konuya her giriş bir kasırga gibidir, şiddete başvurmaz ama çekicidir. Gösterişliliği insanı aniden yakalar ve zihni uyanık tutar. Ciddi bir şeyler söz konusu olduğunda hemen hissedilir. Ve yavaşça bütün ilginin algılanamaz bir zeka sapmasına, gözüpek bir hipoteze, acayip bir yetenekler karması içindeki Doğa’nın sakınımsız düzelenişine dayanan bir hikaye azar azar gelişir. Baş dönmesiyle bağlanan okur, yazarı sürükleyici çıkarımlarında izlemek zorundadır. Cansız denen doğa, canlı varlıkların doğasına katılır ve onlar gibi doğaüstü ve galvanik bir ürpertiyle titrer der Charles Baudelaire kitabın sonsözünde. Bu, onun söylediklerinin ve benim katıldıklarımın birazıdır. O kadar güzel anlatmış ki Poe’yu bir şeyler söyleyerek büyüsünü bozmak istemiyorum. O yaşamdan çıkan ve böylesi ürpertici, melankolik, düşündürücü, sinir sistemini harekete geçiren, gotik, sinirli, şaşırtıcı ama parlak düş ürünleriyle Edgar Allan Poe. Ve Aksak Kurbağa’sı, Doktor Katran ile Profesör Telek’in Sistemi, M. Valdemar Olayındaki Gerçekler’i, Çalınan Mektup’u, Dikdörtgen Sandık’ı, Kara Kedi’si, Altın Böcek’i, Kızıl Ölümün Maskesi, Bir Haftada Üç Pazar’ı, Usherlar’ın Çöküşü. Muazzamdı…
Kızıl Ölümün Maskesi
Kızıl Ölümün MaskesiEdgar Allan Poe · İthaki Yayınları · 20131,686 okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.