Gönderi

544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Adolf Hitler - Kavgam İncelemesi.
Burada sizlere hem kitap hakkında, hem o zamana ait, hem sonrasında yaşananlar için az biraz bilgi vereceğim. Umarım konu ile ilgili sizleri çok sık boğaz etmemişimdir? Evet, az uzun oldu ama böylesi bir eser de ancak böyle anlatılabilirdi diye düşünüyorum. 1925 yılında, hiperenflasyonun bitiminden kısa bir süre sonra Almanya'da, o günlerde sağcı politik ölçekten bir aktivist tarafından yayınlanan, aşırı görüşlere sahip politik bir kitap ortaya çıktı. Bavyera dışında henüz iyi bilinmeyen ve edebiyat camiasınca da tanınmayan bu yazar, 9 Kasım 1923'te Bavyera’nın başkenti Münih'te başarısız bir darbe girişimi (Birahane Darbesi) sonrasında, işlemiş olduğu bu suça istinaden 1924 yılında dokuz ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezasını çektiği ve tutuklu kaldığı Landsberg cezaevinde geçen süre zarfında, “Mein Kamf – Kavgam” başlıklı ilk kitabının birinci cildini kaleme aldı ve yazdı. 35 yaşında olan bu genç yazarın adı Adolf Hitler'di. İşin ilginç olanı şudur ki, bu kitabın yazarının on yıl içinde Alman hükümetinin en başına geçeceğinden, altı yıl sürecek insanlık tarihinin en yıkıcı, en acımasız, en kanlı savaşından birisi olan, İkinci Dünya Savaşına baş aktörlük edeceğinden, ölüm ve tehditler ile geçen 20 yıllık diktatörlük süresinden sonrada intihar edeceğinden hiçbir kimsenin zerre şüphesi ve kuşkusu olmadı. İki bölümden oluşan bu kitabın içeriği, başta politik düşmanlara karşı açık saldırganlığı, demokrasi ve esas olarak Hitler'in gözünde Alman halkının "düşman ırk" olarak adlandırdığı Yahudi karşıtlığı ile bilinir. “Mein Kamf – Kavgam” adlı eserinde Hitler iki ana konuyu birbirine bağlamıştır: otobiyografik bölümler ve bunun yanında detaylı politik programları. Hitler kitabında, o günlerde kendi düşüncesiyle büyük bir tehdit olarak gördüğü "Bolşevik-Yahudi" kitleye, Komünizme ve aynı zamanda yine ona göre uluslararası finans sermayesini elinde bulunduran asıl Yahudi’lere karşı izlenecek politik yolları ele aldı. Adolf Hitler, kitabında kendince bir takım siyasi ve politik taleplerde de bulundu. Avusturya’nın Almanya’ya bağlanması, her ne pahasına olursa olsun, jeopolitik anlamda üstün bir ırk olan Almanların sıkışıp kaldıkları bu dar topraklardan, diğer aşağılık devletlerin/ırkların ellerinde bulunan topraklara/alanlara doğru “Lebensraum - Yaşam Alanı” için genişlemesini ve dünya hâkimiyeti için emelleri olan Yahudi planlarının "açıklamasını" istedi. Bunun dışında, sahte senaryo ile dünya egemenliği için iddia edilen ve bir Yahudi projesi olan, "Siyon Liderlerinin Protokolleri" ‘ni "delil" olarak gösterdi ve dik duruşundan taviz vermedi. Bu kitabın planlanması ve yazılması/yaratılışı hakkında birkaç varyasyon, hikâye, efsane ve dedikodu da yok değil. Hitler'in kitabının önemli kısımlarının yazılı olmadığı söylentiler arasındaydı. Başka bir iddiaya göre, metnin bazı kısımlarını sırdaşı Rudolf Hess'e dikte ettiği de iddia edildi. Daha çok Hitler'in tek başına, içinde bulunduğu psikoloji ile bu denli ağır bir kitabı kaleme alabildiğine ve tamamladığına inanmakta zorlananlar da yok değildi. Tüm bu özellikler ve soru işaretlerinin beraberinde getirdiği gizem ile birlikte, kitabın çok popüler olduğu ve Nasyonal Sosyalistler’in Ocak 1933'te iktidara geldiği o zamana kadar 240.000'den fazla kopyasının satıldığı, ama hiç kimsenin de konuyu/kitabı ciddi anlamda ele almadığı anlaşıldı. Fakat bir diğer önemli hususta, son araştırmalara göre, bu kitabı okuyan kişilerinde kitapta geçen düşünce ve fikirlere ilgi duyduğunu kanıtlar yöndeydi. "Mein Kampf - Kavgam" kitabının belli başlı başarısı ve yanlılarının olmasına rağmen, basında ona olan ilgi başlangıçta oldukça düşüktü. Almanya'daki faşist hareketle özdeşleşenler haricinde, kitap Weimar Cumhuriyeti'ndeki siyasal kitap eleştirmenleri tarafından pek de ciddiye alınmadı. Hitler'in siyasi bir kitap yazma isteğine ek olarak, Mein Kampf – Kavgam’ın yayımlanması için bir başka sebep daha vardı: Hitler'in mali kaynak ve finans ihtiyacı. Kitabın satışından gelen gelirlerin, kendisinin Reich Şansölyesi olarak atanmasına kadar elinde tuttuğu sayısız hukuk danışmanını finanse etmek için yeterli gelir sağlayacağını umut ediyordu. Kitabı 1933 yılının başlarına kadar iyi kazanç sağladı ama asıl popülaritesini 1933 yılı sonrasında yakaladı diyebiliriz. Bu pek de şaşılası bir durum değildi Kitap adeta "Yeni Almanya" yol haritasında iktidara gelen Naziler’in fiili temel siyasi programı haline geldi. Hemen yeni basımlar için emirler verildi ve yeni evli çiftlere (İncil yerine) verildi veya insanlar çalışma arkadaşlarına hediye olarak Kavgam’ın birer kopyasını verdiler. Tarihçiler, sadece Almanca olarak Nazi döneminin sonunda 11 milyondan fazla kopyanın basıldığını tahminini yürüttüler. 1945 yılına kadar 15 dile yetkili ve yetkisiz çeviriler yapıldı. Bu yüksek baskı rakamları yüksek telif haklarını da beraberinde getirdi ve Hitler, yüksek kazancı riske etmemek adına ikinci el kullanılmış kopyaların satışını yasakladı. Bu şekilde resmi olarak sadece yeni kopyaların basımı mümkündü ve satışının yapılması sağlandı. Adolf Hitler’e karşı Irene Harand’ın Kitabı, "Sein Kampf – Onun Kavgası", 1935. "Kavgam" kitabında yer verilen birçok hitam ve iftiralara karşı verilen yanıtların arasında, Avusturya’lı Katolik Irene Harand tarafından yazılan kitap bir göze çarpıyor. 1935'teki kaleme aldığı kitabı " Onun Kavgası" adını taşır. Bu kitap Yahudiler için taraf olur ve Hitler'in yazlı olarak ele aldığı vahşi anti-semitik suçlamalarına karşı onları savunmaya çalışır. Harand kitabında, Hitler'in yalanı bir politik malzeme aracı olarak kullandığını ve iddiaları güçlendirmek içinde Yahudileri iddialarının en temel merkezine oturttuğunu belirtir. Harand, Hitler için tarihi bir kaynak değeri olan " Siyon Liderlerinin Protokolleri” iddiasını da bu kitabında yalanlar. Bir mucize gerçek olmuştu ve Irene Harand’ın şansı bir kere daha ona gülmüştü! Neden derseniz; İngiltere'de bulunduğu 12 Mart 1938 yılında, "Anschlusses" (Avusturya’nın ilhakı) esnasında kesin bir tutuklamadan ve belki de ölümden kıl payı kurtulmuştu. Kendisi daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Hitler'in fikirleri, düşünceleriyle ele aldığı liderlik yönetimi ve kariyeri, İkinci Dünya Savaşı'ndaki Almanya yenilgisiyle sona ermiştir. Nazi rejiminin çöküşünden hemen sonra, korkuya kapılan milyonlarca Alman vatandaşı, ellerinde bulundurdukları bu kitabın bir suç sayılmasından korktukları için Kavgam kitabını imha etmeye başladılar. Basım ve yayım hakları Bavyera Eyaletinin elinde olan ve uzun zaman yeni basımı yasaklı olan "Kavgam" kitabının, 02.12.2015’te alınan bir karar ile tekrar basımına müsaade edildi. Ancak kitabın politik ve tarihsel bağlamda ele alınarak, uzman araştırma ekibi eşliğinde bilimsel açıklamalı yayınlaması adına gayret ve çabalar vardır. Farklı dillerde yayınlanan türleri neredeyse hiçbir şekilde önlenememekte ve bu nedenle, maalesef dünya çapında pek çok kitapçı ve sahaflarda çok farklı, çoğu tarihsel açıklaması olmayan türleri de bulunmaktadır. Elinizde ne varsa onun kıymetini bilin, ama elinizde şöyle bir 1925 ve 1929 basımı orijinal 1. ve 2. cilt mevcut ise, işte o zaman daha da yukarılarda bir yerde saklayınız. 28.02 2014 Tarihinde ABD’nin Los Angels şehrinde bulunan, Nate Sanders Müzayede evinde 1925 yılına ait özel imzalı olan iki cilt Kavgam eseri 64.850 Amerikan dolarına satıldı. Gel de şimdi korkudan bu eserler yakılıyordu detayına takılma!!! Kim korkmadan yıllarca sakladı bu güzelim iki cildi? Hem de özel imzalı!!! Şimdiden keyifli okumalar dilerim arkadaşlar. Bir sonraki kitap yorumu ve değerlendirmesin de görüşmek dileğiyle. Esen kalınız! ~ A.Y. ~
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,8bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
3.710 görüntüleme
bi insan okurunun profil resmi
detaylı yorumunuz için teşekkür ederim Adem hocam. Ön fikir olarak ziyadesiyle faydalı oldu.. :)
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Rica ederim üstadım. Okumadan önce fikir edinmek isteyenlere kılavuz olması dileğiyle! :))
2 sonraki yanıtı göster
Requiem okurunun profil resmi
Ben bir inceleme yazdım.daha doğrusu kitabın kapağını. Ve direk kopya ve tanıtım amaçlı olduğunu ilk cümlede belirttim. Şikayet edilip silinmiş. Işin komik yani o kitabı bu sitede sadece okuyan benim. Bu sikayet eden nasıl delil bulmuş kitabı okumadan hayret ettim. Galiba gidip satın almış hiç okumadan şikayet etmiş. Nasıl bir karaktetsizlik bunu yapan bilmiom artık 🐴🐴🐴
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Zaten ne geliyorsa senin başına geliyor. Ve inan şu traji komik duruma artık gülüyorum cano. :)
2 sonraki yanıtı göster
Kaan okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık. Bilgilendirici bir inceleme olmuş. Aslında sadece inceleme hakkında bir şeyler yazacaktım lakin yorumlara bakarken Oğuz'un yorumu gördüm. Kendisinin pek çok tavrını sevmiyor olsam da şikayet üzerine silinmiş yoruma(hizliresim.com/l1ADrZ) yönelik tepkisine hak vermemek elde değil kanımca. Görselde yorum sahibini kapattim, çünkü ona yönelik bir sözüm olmayacak, çünkü hiç tanımıyorum kendisini ve bir yanıt hakkı doğmasını istemiyorum. Burada takip ettiğim kişi siz oldugunuz için ben sizin yanıtınızı elestirebilirim. Oguz'a cevabınızda, daha sonra geniş olarak yazarım demişsiniz lakin yüksek ihtimalle unutmussunuzdur. Bu nedenle, yorumum vesilesiyle şimdi cevaplamış da olursunuz istiyorsanız. Yahudinin olduğu her yerde Hitler'e ihtiyaç vardır sözüne kesinlikle dostum diyerek onay vermissiniz. Benim aklıma bir süre önce lisedekı bir öğretmenimle yaşadığım tartışma geldi. Facebook'ta, Yahudilerin hepsine, kişi ayırt etmeksizin, kötü söylemde bulunulan bir söz paylaşmışti. Ben de dünyanın öte ucunda hiç tanımadığınız bir Yahudiyi de kötü görmüş olmuyor musunuz diye mesaj atmistim. O da, Yahudiler ezelden beri kötü şeytanlar minvalinde yanıt vermişti. Ben de ancak bir Yahudi çocuğun ne suçu var, ülkemizde de vatandaşımız olan Yahudiler var hakeza, onlara da kötü yaklaşmış oluyorsunuz demiştim ancak az önceki bilindik yanıtları vermeye devam etmişti. Bunlardan birisi, İsrail devletinin çocukları Araplara karşı doldurarak egitmesi temalı bir fotoğrafti. Ancak farkında değil ki bu mantıkla kendi çocuklarını veya etki alanındaki insanları da Yahudi düşmanı olarak yetistirebilir veya bu yönde izlenim bırakabilir üzerlerinde. Toplumda gerek Yahudileré gerekse de başka azınlıklarà bakış bellidir. Bu nedenle sizin cevabınızı ve bu doğrultuda olaya bakışınızı hiç doğru bulmuyorum. En azından şu an gördüğüm kadarıyla. Tabi düşüncelerinizi daha detaylı anlatma imkanınız varsa ben de bu konuda aydınlanmiş olurum.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Şimdi her çocuk özünde günahsız ve dünya görüşüne sahip olmadan, ön yargılardan bakir doğar. Buna tecavüz edenler yine biz insanlar oluruz ve bu her ülkenin kendi düşünceleri, eğitimi, ülkelere dair jeopolitik, stratejik bakış açısı ve millî şuuru ile çok değişkenlik gösterir. Bir ülkede doğan bebek (her kim olursa olsun) bir vatandaşlık hakkı ile doğar, ekmeğini yer, büyür, büyürken eğitimini alır ve belli bir süre sonra dünya görüşü ile tanışmaya başladığında, hayata, insanlara ve ırklara göre yaklaşımı şekillenir. Kimine göre hümanizm başı çeker, kimine göre ise milliyetçilik kavramı daha öne çıkar. Bugün artık sınırların olmadığı bir dünya hayal etmek gerçekten zor ve böylesi bir beklenti, her kişinin kendi içindeki kıyamet kopana kadar da mümkün değildir. Yahûdîler için dile gelecek çok şey var, ama neleri ele alsak, nerelerden tutsak acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Ben genel olarak bu klişe yaklaşımlara girmeyi de doğru bulmuyorum, ama zaten onlara dair olan düşüncelerimi de gerek incelemelerim de, gerekse okuduğum kitapların uygun içerikli alıntılarının altında yorumlayarak dile getiriyorum. Bugün savunduğumuz o insani değerleri yine ayaklar altına alan ve toprakları da dâhil olmak üzere, toplumunun %80’ni fundamentalist olan, vakti zamanında yaşadıklarının fazlasını insanlara her türlü yoldan kat be kat daha fazlasını gerek siyasi, gerek maddi ve gerekse şiddet kullanarak tattıran, intikâm almaya yeminli tek devlettir İsrail devleti. Çocuklar, evet o güzel çocuklar! İsrail’de ne kadar da güzel eğitime tabi tutuluyorlar bir bilseniz. Aynı burada bizim fundamentalistlerin elinde olduğu gibi ve tek bir farkla. Fiziki tecavüze uğramasalar da, mental tecavüze fazlasıyla maruz bırakılıyorlar. Bu da ileriye dönük olarak, gerek coğrafi ve gerekse dünya geneli ari bir ırk, yaradanın onları ayrı tuttuğu bir sınıf olarak önümüze gelmektedir. Bunun için verilebilecek çok örnek var ve geçmişte Hitler’in safkan meselesinin aynısını şu an İsrail devleti yanlı politikaları ile bilfiil sürdürmektedir. Buna savaş suçları ve Birleşmiş Milletler örgütünün aldığı kararlar, atılan imzalar bile fayda etmemektedir. Ben sizinle asla ve asla polemiğe girmeyeceğim, ama inanın, inanın benim şahsen okuduklarım, Almanya’da gördüklerim, zamanında yakinen gözlemlediğim birçok şeye şahittir gözlerim. Sırf bu sebepten ötürü, İbrani dilini öğrenme gayretim bile söz konusudur ki, verilen kaynaklardaki birçok şeyi gerçek anlamda anlayabilmek adınadır bu eylemim. Taraflı yaklaşımdan ziyade, bir şeyi kendi dilinde görmek, bilmek ve ona göre karara varabilmektir gayem. Bu size belki garip gelebilir, ama inanın ne bakış açımdan ne de ileriye dönük olan düşüncelerimden yadırganıyorum diye vazgeçecek değilim. At gözlüğü takmadım, ama bu düşünce de bir başkasının zihninde hâsıl olmasın diye elimden gelen gayretler doğrultusunda bir şeyleri ifade etmeye çabalıyorum. Bu da benim yapım ve ben böyle birisiyim. Umarım bu düşüncemi anlayışla karşılarsınız. Ama bir söze onay vermek, o söze %100 katılıyorum düşüncesini de kimseye vermesin lütfen. Zaman bize her şeyi gösterecek ve şu söze çok inanırım; 'Ya bize öğretilenler doğru değilse!' Bu söz her iki taraf içinde geçerli bir kavramdır. Ondan dolayı da, ben hep farklı kaynaklardan faydalanarak ilerlemeyi kendime görev bildim. Sana da ayrıca yorumun ve yaklaşımın için teşekkür ederim. Her şeyin konuşularak, sorunlara karşılıklı kulak verilerek çözüleceği bir yerde olduğumuzu gösteren bir davranış sergiliyorsun. Saygılar.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Zehra Yılmaz okurunun profil resmi
Aslında kitapla ilgili değil de kişinin kendisiyle ilgili sıkıntılarım oldu:) Tamamen kin ve düşmanlık dolu bir insandı. Fikirlerine yer yer katılmış olsamda bu kıyım’ı yapmasının hiçbir haklı sebebi olmadığını gördüm. Kitaptan sonra okudum incelemenizi ve gerçekten doğru noktalara değinmişsiniz. İncelemeniz adına teşekkürler. 😊 İyi geceler.🙏🏻
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz ve düşünce paylaşımınız için teşekkür ederim. Saygılar ve iyi geceler dilerim. 😊💐👍
Zehra Yılmaz okurunun profil resmi
Türkiye’de basımı yok diye biliyorum. Varsa Amazon’da vardır. Oda bir ihtimal.
İdil Doğru okurunun profil resmi
Sein kampf kitabına nereden ulaşabiliriz acaba
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Türkiye'de neşredildiği konusunda pek bir fikrim yok. Burada tutunamama ihtimali ile çevirisini bile düşünmemişlerdir. Bence de,
Zehra Yılmaz
Zehra Yılmaz
'ın önerdiği gibi, Amazon üzerinden bakmakta fayda olacağı düşüncesindeyim. 👍👍👍
1 sonraki yanıtı göster
UKALA KRALİÇE okurunun profil resmi
Ben bu kitabı istiyorum Adem, tarzına da diyecek yok yalnız , süpersin ya.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Güzel yorumun için teşekkür ederim. Gerçekten okunması gerekenler arasında bir eserdir. Dünya tarihinin mihenk taşlarından diyebilirim. Aksini iddia eden gelsin. 😂😂😂
Fırat Çevik okurunun profil resmi
Birinci Dünya Savaşı'ndan demirhac ödülü alarak Berline gelen basit bir onbaşı olan Hitler'in inanılmaz yükselişi. Hindenburg,un ölümü sonrasında başlayan 12 yıllık süreç ve Molotov- Ribbentrop paktina ihanet ederek başlayan çöküş ve bir devrin kapanışı.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Ve neler neler Fırat Bey. Okunması, bilinmesi ve iyi analiz edilmesi gereken koca bir tarih ve o tarihin üzerimizde bıraktığı izler. :))
5 sonraki yanıtı göster
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.