Gönderi

121 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Karanlıkta bağırıyorum: "Görecek ne var?"
Pavese'nin 1941 senesinde yazılmış ilk romanı, benim yazardan okuduğum ilk kitap. Kitabın başlarında, acaba doğru bir başlangıç mı diye sorgularken, ilerleyen sayfalarda, kitaba hiçte geç kalmadan en doğru zamanda okuduğumu düşündüm. Kitabın içeriğinde geçen zaman ve mekâna paralel olarak, aynı zaman ve mekânda bulunuyor olmak, kitabı anlamamı büyük ölçüde kolaylaştırdı. Kitap, kavurucu yaz sıcağında, bir köyde geçiyor. Peki ne anlatıyor bu kitap? Ana karakter, romanın anlatıcısı Berto, hapishanede bir ay boyunca birlikte aynı hücrede kaldığı Talino ile bu kişinin köyüne gider ve orada çalışmaya başlar. Zoraki şekilde kurulmuş bu arkadaşlığın sonunda, beş parasızlığın da getirisiyle Berto, Talino'nun köyüne gitmek durumunda kalır. Talino'nun kız kardeşi Gisella ile bir ilişki yaşayan Berto, bir süre sonra Talino'nun Gisella'ya tecavüz ettiğini ve onu yaraladığını öğrenir. Bir süre sonra, Talino ve Gisella anlaşmazlık içindeyken, Talino sinirlenir, kendine hakim olamaz ve Gisella'yı boynuna yaba saplayarak öldürür. Bu ölüm, aile içinde kimseyi ilgilendirmez niyeyse. Gariptir ki, öldürüp kaçan Talino'yu savunmaya bile geçerler. Aklımda oluşan düşünceler, sormak istediğim sorular vs. vs... Feministliği, eşitliği, hakları ve diğerlerini savunmayacağım şu durumda. Bundan önce niye bu kadar önemsiz, değersiz görüldüğünü soracağım. Bu sorular hep cevapsız kalacak, her zaman öyle kaldığı gibi. Gisella'nın içinde sönen yıldızın şarkısı, kitabı okuyan herkesin içine mırıltısını duyuracak. Romanda dikkat çeken en önemli özellik kullanılan biçem. Geniş zaman, geçmiş zaman ve şimdiki zaman kipleri bir arada, iç içe kullanılmış. Normalde olayların oluş zamanı ve anlatılış zamanı ayrı olması gerekirken okuyucunun zihninde birleştiği görülmekte. Ayriyetten okuduğum bir kaynakta Pavese, Senin Köylerin romanıyla alakalı günlüğüne şunları yazmış: "Berto'nun üslubu, belirli bir Berto'ya atfedilmemeli, üçüncü bir kişiyle bütünleştirilmelidir. Doğalcılıktan çıkıp açığa vurucu düşünme tarzı haline gelmelidir. Şiirde yapamadığın, buna karşılık bir düzyazıda başarılı olabilecek şey budur." Şu an bulunduğum yerde bir dönem, antibiyotik alerjisinden hastalar, ihmal sonucu peşpeşe vefat ediyordu. İnsanı düşündüren asıl konu, ihmâlin ya da hastalığın peşine düşmek değilde, arkada kalan kişilerin bu durum hakkındaki umursamazlığıydı. Arkada kalan herhangi bir evlat, tarla takım işlerinin derdine düşüyor, yanlışı düzeltmek bir tarafa, cenaze işleriyle uğraşmak bile zor geliyordu. Bu durum beni o zamanlar aşırı şaşırtsa da bugün bu kitabı bitirmekle aklımda bir sürü taş yerine oturdu. Yine de, gerçekte olsa, kurgu da olsa bu durumlar kabul edilebilir nitelikte değil benim nezdimde. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Senin Köylerin
Senin KöylerinCesare Pavese · Can Yayınları · 2013380 okunma
·
97 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.