Gönderi

276 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Gelme diyecektim, geldin. Iyi ettin geldiğine. / Hani sen git demeyecektin bana. / Neden gittin ki? / Gelsene artık.. hiç kavuşmadığı kadına yazılan aşk dolu sözler. Gerçekte böyle bir kadın var mıydı? Ya bütün kadınlar birinin Mihriban'ıydı... Ya da Mihriban hep o kavusulamayan kadındı. O nedenle kitabin ilk baskılarında sevgili Oğuzcan Mihribanin varlığını yok saymış satırlarından çıkarmıştır. Birinin aşk'a aşkını ilk defa derinden hissettiğim sözler. Hayatım boyunca bildigim öğrendiğim tüm kelimeleri yan yana getirsem aşkı onun kadar iyi tanimlayamazdim. Aşkı betimleyen insanüstü bir lisan söz konusu. Zaman zaman sevgili dışındaki hic birseye inanci olmamis, isyan etmis, sessiz çığlıklarında boğulmuş insanlarin feryadı bu kitap. Tüm kadınların, belki de bana yazılmıştır, sahibi benim bu satırların diyebileceği; gönlün bam telini titreten mektuplar... ama ne diyor şair : "titreme, yanıyorsun."
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,8bin okunma
·
35 görüntüleme
ölümsüzlüğü arayan gılgamış okurunun profil resmi
arkadaşınızın analizini beğendim.. belki terk etmezdi bir şair sevdiği kadını; ama, birlikte iken çok da güzel şiirler beklemesin, derdim o kadına ya da tersi bir durumda adama.. "senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım," diyebilen nazım, cezaevinden çıkınca piraye'ye ne oldu..!! "dramatik yaşamın sonuçlarının verdiği haz," demişsiniz ya, bu da çok doğru.. şiir yazabilmek için cezaevini zorlayan şairler de oldu.. bir araştırma da ben yapmıştım.. aklımızda kalan muazzam, diye nitelendirdiğimiz ve hattâ bestelenen şiirlerin çoğu sonbahar ve kış aylarında yazılmış.. şairlerin cezaevi şiirlerini ayrı tutuyorum.. orhan veli acı ile beslendiğini söylemiş... zaten imkânsız aşkı olan nahit,orada bu sebeple durmuş gibi.. özdemir asaf imkânsız aşkı (lavinia) mevhibe beyat (selçuk) aynı acıyı vermiş özdemir asaf'a.. dünyanın en büyük aşk şairlerinden birisi pablo neruda 3 kez evlendi.. fransa'da loui aragon taparak sevdiği elsa yüzünden ne şiirlere imza attı.. edip cansever o kadar yalnızlığı, öyle bedbaht şiirlerin çoğunu tomris'e olan karşılıksız aşkı ile yazmadı morı.. tüm bu aşklar mutlu olsa idi...!! birçok şairin, neredeyse tamamının annesi için yazdığı şiir yoktur denecek kadar azdır.. didem madak'ın çoktur; ama, o da "annesizlikten şair oldum," der.. velhasıl lafı daha fazla uzatmayayım, şairlerin melankolik halleri bir şeyin eksikliği ile, o şey tamamlanınca melankoli uçup gidiyor, "bir yanı hep eksik," kalmalı.. fakat öyle bir durum ki bu, hüzün mutluluk verirken, mutluluk hüzün veriyor... saygılarımla
akademik amele okurunun profil resmi
Teşekkür ederim katkılarınız için. Bilmukabele..
ölümsüzlüğü arayan gılgamış okurunun profil resmi
edebiyat tarihçilerinin çoğu bilir, pek çoğu da şairle birlikte göçüp gitmiştir, çünkü muhatap kalmamıştır ve artık araştırmak için de çok geçtir.. yine de şu linki okursanız, sahibini arayan mektuplardan ve o hazin şiirlerden bir sonuç çıkarabilirsiniz belki.. çok güzel bir kitaba güzel bir inceleme... gözlerinize, ellerinize sağlık listelist.com/umit-yasar-oglu...
akademik amele okurunun profil resmi
Ümit Yaşar Oğuzcan melankoliye aşık bir adamdı. Onu besleyen, bu hazin şiirlerin oluşmasını sağlayan yaşadığı dram degil, dramatik yaşamın sonuçlarının verdiği hazzın, insanlarda uyandırdığı empatik yaklaşımla daha cazip hale gelmesiydi bana göre. Oğlunun farklı sorunları olabilir aile içi mevzular deyip olayı dramatize etmekten uzaklaştıracağım. Dil'i çok iyi kullandığı aşikar ancak gerçekten ölmek isteyen gerçekten ölürdü. Bizler yaşamak için yeriz, içeriz, vs.. Oğuzcan yazabilmek için ölümü hissetmek istemiş... belki de yazılarında işte böyle yaşayabilmek için. Bir arkadaşım vardı, "Sakın bir şair sevme! Seni yazmak için; seni terkeder." derdi...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.