Kısa açıklama... Hepimiz aynı Nur'un farklı et ve kemiğe bürünmüş haliyiz. Kast edilen ilah üstü bir varlık ya da benlik değildir. Tamamen bir hiçlikten bahsedilmektedir. Yani etin kemiğin öneminin olmadığı aslolan sadece ruhun olduğu onunda Rabbin bir parçası olduğuna tecelli etmesidir durum.
Elbet İslam'da kaideler bellidir. Manayı kavramak ise kişinin tamamen baktığı pencereden görmek istemesiyle oluşur. Din var diye felsefe vardır. Yunus ise Allah sevgisini farklı bir dil ile yorumlamasıyla bilinir. Keza kimseyi dinli ya da dinsiz diye sınıflandırmak bize düşmez lakin Yunus Emre'm ömrü boyunca ve öldükten sonra, taki bu zamana kadar bunun ceremesini çekmektedir. Unutmayınız Molla Kasım'da dini kati ve sert dil ile yaşardı. İslam'ın barış ve hoşgörü olduğunu bilmemizde fayda vardır. Hoş bakarsan hoş görürsün. Yoksa kusur ararsan Kusur her kulda vardır. Özellikle bu hususu "Zelle" diye araştırmanızı isterim.