Şairler Ölmez!
Günün birinde Ahmet Erhan ve şiirleri hakkında bir şeyler yazacağım aklımdan geçen bir şey değildi. Şiir kitaplarına ve şairlere yapılabilecek her inceleme, eksik kalır, devamı vardır zannımca. Söylenebilecek bir şey olmadığını düşünür insan öncelikle, ama bir açıldı mı ağzı şiirden-şairden yana, susmak bilmez. Bu da eksik kalan, devamı olan belki de susmak bilmeyen o incelemelerden olacak.
Ahmet Erhan, yaşadığı coğrafyaya ve zamana tanıklığı ile dikkat çeken, şiirlerinde doğa ile insanı buluşturan-karşılaştıran, insanı, insan hakları'nı gözeten, bazen mayhoş bazen ayıltan-dirilten dizeleriyle; zamanın en önemli şairlerindendir. Dizelerini yaşadığı dönemden gelen acılı günlerin, sıkıntılı süreçlerinden doğmuş, çaresizlik, umutsuzluk, yalnızlık ve baskın bir ölüm duygusu ile biçimlendirir. Yani şiirlerini yazmak mı istemiş, yazmak mecburiyetinde mi kalmış, tartışılır. Bana sorarsanız, şiirler kendini yazdırtmış. Aslına bakarsak, ticarete dönüştürülmeyen, dönüştürülmesi düşünülmeyen, hele ki yaşamdan doğan acılarsa işlediği hamur; her şiir kendini yazdırtır, şair sadece yazma işlevi gören bir kalemdir.
Üniversiteye ilk gittiğim zamanlarda, çok zor günler geçirmiştim. Yanı başımda gerek dert ortağım, gerek sığınağım olan şiirlerin sahiplerinden biridir de o... Yorgun ve bitap düşmüş bu genç yaşlılığımda, daima yanı başımda olan muteber şairlerimdendir. Hiç unutmam, unutacağıma da ihtimal vermediğim atlattığım kötü bir dönemde, sürekli yanımda bulunan bir şiir'in sahibidir. Tam 1 ay'a yakın her sabah fecrini gördüm, ve istisnasız her sabah fecrini gördüğüm o zamanlarda, Eser Gökay yorumuyla bana eşlik ettiği şiiridir;
"-Bugün oturdum ölümü düşündüm-
Yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken"
Erhan, günün birinde dünyayı terk edeceğini bilen, hatta en iyi bilen şairlerdendir.
Şöyle yer verir bu duruma dizelerinde;
"Sen ki çoktan
Bir mermerle değiştirdin yaşamını
Üstünde doğum ve ölüm tarihin yazıyor"
Ve o mermerde beş yıl önceki, bugünün tarihi yer alıyor: 4 Ağustos
Şimdi aklınızdan geçen, 'ya ben şimdi bu binbir sıkıntının işlendiği şiirleri okursam, zaten yaşamdan da zevk almıyorum, intihar etmemi mi istiyorsunuz?' sorusuna gelince; hayır, aksine Erhan okumak dirayet verir, bilinç verir, azim verir diyorum. Tamam Erhan bunları söyleyebilir; "Yalnızlık, ölümün üvey kardeşi."
"Çıkılmaz buradan artık diyor bir ses, hiç değilse kapıları iyice örtün." diyebilir. Ama bu durumlar karşısında çaresiz ol, yalnız ol, ya da öl demiyor. Bunların var olduğunu bil, bunlarla yaşamayı öğren diyor zannımca. Ölüme inat edebilmeli her şeye rağmen. Tabir-i caizse Ahmet Erhan, yaşamı boyunca ölümü yaşayan bir insandır. Erhan'ın yaşam biçimi kendine ait olduğu gibi, bakışı da kendine özgüdür. Yani özneldir. Erhan, şiirlerinde insanın varoluşsal sorunlarını şiirleştirilir. Ama bu öznellik, aynı zamanda genel bir durumu da ifade eder. Mesela “Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın” derken, bu dizelerde aynı duyguyu-durumu yaşayanların ortak bir özelliğini dile getirir.
Esas itibariyle şiirlerinin okunması gereken, yaşamış olduğu o yılların zorluğunu şiirlerine yansıtan, benim tekrar tekrar dönüp okuyacağım eserler arasındadır bu kitabı da. Ahmet Erhan, tanındığı kesim tarafından haddizatında -çok- sevilen, ama pek tanınmayan hatta kitaplarının bulunması pek bir hezimetli olduğu bir değerimizdir. Sağ olsun, kendi elleriyle PDF hazırlayan
DUA , bizi bu sorunla baş başa bırakmayıp, elinden geldiğince bunun için emek harcıyor. Okumaktan haz aldığı kadar, okutmak ve okunmasından da haz alıyor. Kendisine teşekkürü borç bilerek, pek bir değer-anlam taşımasada emeği ve sevgisi karşısında, bu incelemeyi ona ithaf etmek istiyorum. Yine etkinliği düzenleyen ve bir o kadar Ahmet Erhan seven dostum https://1000kitap.com/H_ibrahim 'e de, emeği ve düşünceliliği için çok teşekkür ederim.
Onca okunan dizeden sonra bir yazma isteği ister, istemez doğuyor;
hık demiş
burnundan düşmüş
gibi her şey;
elem ile sıvanmış
ellerim öyle ki,
titriyor yalnızlıktan
yalnızlık insana ne katar demeyin
hatta mümkünse siz
hiçbir şey demeyin
ben bileyim,
bir kedi niye miyavlar
bir insan niye hırlar,
ben bileyim...
ah! yüzüm,
yüzüm ki ruhumun aynası...
Ne demişti o şair;
"İnsan dediğin saçaktaki
güvercinin farkında olacak" M. Altıok
Herkese keyifli ve farkındalık yaratan okumalar diliyorum, incelemeye vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Kardeşim kalemine sağlık. Düşüncelerin gerçekten çok güzeldi. Yani şuan alıp okuyasım var. Şu pdf'i bana duvar pası yapsın biri mesajdan. Ben de okuyayım.
Metin Altıok'un şiir sözünü de paylaşman güzel. Zaten ne varsa nüanslarda gizlidir. 😊
Ben teşekkür ederim, bizi böyle güzelliklerden mahrum bırakmadığın için. Sevdiğin bir yazarın hakkıyla okunmasında aktif rol oynadığın için. Beğenmene sevindim :))