Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Merhaba arkadaşlar. Kitabımız “Osmanlıdan Cumhuriyete Yakın Tarihimiz, Osmanlıdan Günümüze Ortadoğu, Tarihi Miras ve İstanbul’un Geleceği” başlıklarıyla 3e ayrılıyor. Tabii kitaptan teferruatlı bahsedeceğimiz için Spoiler görmek de mümkün. --- 1. Bölüm --- Bu bölümde öncelikle Osmanlı Milliyetçiliği, ardından Balkan milliyetçiliğinden söz açılıyor. Balkanların durumu ve karmaşıklığı anlatılıyor. İmparatorluklardan Avusturya-Macaristan’ın durumundan söz ediliyor. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna dair bir yazımız mevcut. Tabii o döneme değinip İttihat ve Terakkiye değinmeden olur mu? Olmaz. Keza gene İtalyanlardan ve 1911’de Libya’ya yaptıkları çıkarmadan söz ediliyor. Burada Senusiler ile birleşen Türk subayları tabii ki başta Mustafa Kemal, Enver Paşa ve Ali Fethi Okyar ile pek bilinmeyen Cami Bey ve Nuri Beyler de orada bulundular. Şehzade General Osman Fuat Efendi de unutulmamalıdır. Bilindiği üzere Uşi Antlaşması ve yine pek bilinmeyen 90000 altın alan Osmanlı. Bunlar oldukça mühim tabi. Türk-Fransız ilişkilerine değiniyoruz. Fransızlarla sadece kapitülasyon anlamında değil yaşayış olarak da beraberliğimizden söz ediliyor. Ardından aramızın açılması ve Ermeni sorununa kadar yaşananlar film şeridi gibi hızlıca geliyor gündeme ve bitiriyoruz. Ardından VI. Mehmed yani bilinen adıyla Vahdettin’den bahsediliyor. Burada İngiliz Uşağı terimini bende çok sert karşılayanlardan birisiyim. Bakıldığında Fransa bize karşı zaten ılımlı olmuş ve Ankara ile anlaşmıştır. İtalya desen Üsküdar’da demirli ve Ankara ile günümüz tabiriyle artık ‘Kanka’ derecesinde ilişkiye ulaşmıştır. Yunanlılara sığınmak akla ve mantığa zaten aykırı. Elde kala kala İngiliz kalıyor onlar da dört gözle bekliyorlar padişahı. Tabii ondan faydalanmak amaçları var. Yoksa meraklısı değiller. Padişah yurt dışına çıkıyor ama sonrası da önemli. Bu sefer de İngiliz Uşağı yalanı tutmayınca saray hazinesini kaçırdı diyorlar ancak bu da söz konusu değil. Yanına sadece çanta alarak vatanından ayrılıyor ve cebindeki Harçlık derecesindeki az parasını da maiyetindeki bir adamı Monte Carlo’da kumar oynarak kaybediyor. Bu sefer de yalanı tutmayan Osmanlı düşmanı yanlı tarihçi kılıklılar; ‘Şey, ama o orada yazılar yayınladı devlet aleyhine konuştuydu yaa’ diyorlar. Tabii bu da tutmuyor çünkü böyle bir belge de yok. Peki Sadık Koçak, bu rahatlığın, bu kadar emin konuşman neden? Neden mi? Çünkü İlber Ortaylı. Aynı şekil Mustafa Kemal’e hakaret etti diyerek padişahı yerip sözde Atatürkçülük taslayanlara KAPAK mahiyetinde de şunu verir. Mustafa Kemal aleyhinde bir sloganın ardından hiddetlenir ve “Bir daha duymayayım! O benim paşam, askerim!” diyerek kızar. (s.70) Osmanlı’nın neden çöktüğüne dair bir yazımız var. Yeniçeriler, Islahatlar ve Dış Borçların başta tutulduğu bir yazı okuyoruz. Akabinde yeni kurulan devletin, dışarıda bırakılan Türkleri artık geriye öz vatanına alma hadidesi konuşuluyor. Mesela Ahıska Türkleri. Kitapta çok önemli bir konuya daha değiniyoruz. Cumhuriyet, Osmanlı İmparatorluğunun devamı mıdır? Gerçekten önemli bir konu ve önemli bir sorun. Nihal Atsız’ın da belirttiği hususta Ortaylı da aynen devam diyor ve değişenin devlet değil sistem olduğunu belirtiyor. Bu konunun genç tarihçiler açısından da anlaşılması ve yazıların da buna göre yazılması zaruriyettir. Zaten bizden başka da sanırım Tarihçilerinin ihtilafa düştüğü bir devlet daha görüşmemiştir. Osmanlıya bu kadar değindikten sonra Osmanlı’nın yetiştirdiği ve Cumhuriyetin kurucusu büyük devlet adamı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsetmemek olmazdı değil mi? Tabi burada Atatürk’ün Hatay konusundan sonraki en büyük arzusu çok partili dönem üzerine yoğunlaşıyoruz. Cumhuriyet döneminde atılan adımlara, ilk anayasamıza (20 Ocak 1921) ve 80 dönemine kadar getirilen anayasalarımıza değiniyoruz. İstanbul’un İşgalden Kurtuluşu (6 Ekim 1923) konusuna değiniliyor. Burada sadece Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomore’si değil; Ercüment Ekrem Talu’nun Kan ve İman adlı kitabı da öneriliyordu ki listeye eklendi. Cumhuriyet döneminde yapılan ulaşım hamlelerine, İkinci Dünya Savaşı ve Etkileri ile Yeni Türkiye’nin şekillenmesine, Kıbrıs sorununa çok güzel değiniliyor. Böylelikle ilk bölümümüz tamamlanıyor. --- 2. Bölüm --- Bu bölümde Ortadoğu üzerinde yoğunlaşıyoruz ve Osmanlı sonrasından itibaren günümüze kadar gelen bu bölgedeki karışıklık ve nedenleri üzerine yoğunlaşıyoruz. Arap Milliyetçiliğinin getirisi ve Filistin konusuna değiniliyor ki orada bahsedilen Filistin ile günümüzdeki Filistin arasında çok büyük fark olduğu da aşikar. --- 3. Bölüm --- Tarihi Miras ve İstanbul’umuzun Geleceği kitabımızın son konusu. Ortaylı’nın ilk defa geldiği İstanbul’un dönüşümü ve ardından gelen kirlilikle beraber yapılan imar yanlışları ve yıkımların da neden olduğu olumsuz koşullar anlatılıyor. Kara Ahmet Paşa Camii, Kara Mustafa Paşa Külliyesi gibi Mimar Sinan eserlerinin nasıl yıkıldığından; çarpık kentleşmeye kadar her konuda gidip geldik burada. Çünkü ortaya bir Tarihi Kimlik çıkardık. Türk çocuklarının neden okumadığı üzerine üstünkörü bir yorum değil; tarihten gelen bir cevap niteliğiyle konuşuyordu hocamız. Aynı şekilde Tarihi Eserlerimizin de ne denli yağmalanıp, önemsiz görüldüğü ve sahip çıkılmadığı üzerine bir bağlantı kuruyorduk. Bu bağlamda da özellikle müzelerimize sahip çıkılması ve kültürümüzün tanıtılması üzerinde yoğunlaştık. Evet sert eleştiri getireceğimiz bir konuya daha değiniyoruz. Kütüphaneler. Bu konuda ben çok sert tavırlıyım. Kütüphane denince benim aklıma -genelde de gözlüklü- böyle hafif ihtiyarlamış ama elinde kitabı, gelenlere yardımcı olan ve sürekli okuyan bir bey amca timsali gelir. Günümüz Kütüphanecilerine gelelim. Elinde sigara, sürekli kapıda, iki de bir “Susun, Fısıldaşmayın, hmmm o kitaplar nerde bilmiyorum canım yaaa, hmmm sanırım yok, SANIRIM,” gibi laflar eden saçma tipler var. Hani size yardımcı olacak bir unsur göremiyorsunuz gittiğinizde. Sonra da neden kimse kütüphaneye gitmiyor, internetten yalan yanlış araştırıp konuşuyor diye laf ediliyor. Böyle insanlar oldukça bu da devam eder. Maalesef bizde de durum bu. Bir de bu söylediğim konuşma tipi Kültür Merkezlerinin içindeki kütüphanelerden. KÜLTÜR .. Böylelikle güzel bir eserimizin daha sonuna gelmiş bulunduk. Aslında dün gece okurken bir anda uyuyakalmasam bitecekti ama neyse nasip sabahaymış. Cümleten mutlu sabahlar, güzel bir gün geçirmeniz dileğimle..
Yakın Tarihin Gerçekleri
Yakın Tarihin Gerçekleriİlber Ortaylı · Timaş Yayınları · 20172,263 okunma
··
100 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.