Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ağustos Ayı Hikaye/Deneme Etkinliği
Yazar: https://1000kitap.com/incierdem Hikaye Adı : CAN KIRINTILARI... Link: #32426598 Ressam : Boccioni hizliresim.com/ODy42Q İnsanlarin birer ikişer kaldırımlara doluşmasıyla şehir canlanmaya başladı bile.Penceremin köşesine bir güvercin gibi tünedim.Gözlerim dışardakileri gözlüyor gibi gözükse bile icimin manzarası cok farklı anlara tanıklık ediyordu benimle birlikte.Bakislarim kalbime sabitliydi o nereyi gösterirse ivme oraya dogru ceviriyordu hislerimin yönünü.Caddeden geçen birer ikişer insanlar kalbimin yoğun akan trafiğine pek etki etmiyordu,değmiyordu bile. Zihnim hayallerim ve geçmişimle odaklı seri saldırı altındaydı . Hava kararmaya başladı.Gök dolup dolup öfkeyle taşmayı bekliyor. Şimşekler kalbimi yaka yaka çakıyor. Ben hala penceredeyim. Burada degilim ama dündeyim, yitirdiklerimdeyim. Yağmur şiddetli fırtına ile birlikte yüzüme yüzüme akmaya başladı. Aktıkça gözyaşlarımı bastırmaya çalışıyor. Dışarda ani bastıran yağmur karşısında sağa sola uçuşan insanlarin kaçışları yüreğimin çektiği izdihamdan bihaber.Aciyan yüreğime su serpmiyor yağmur . Eşimi ve çocuklarımı gecen ay depremde kaybettiğimden beri o enkazın altında kalmıştı yüreğim de. Onlarsız hayata yağmur yağsın, gök gürlesin,kıyamet kopsun istiyorum, acımdan habersiz üstüme mutlulugu bina edenler için. Korku salsin yüreklerine hep bu dünya için yırtınıp cabaladıkları için. Gök nerdeyse kahrından yeri yaracak.Şiddetle öfkeyle sesini yükseltiyor.Kızıyor kendini hodgamca düşünenlere, vurdumduymazlıklarına.Ben mutlu değilsem ,ben yalnizsam ,ben yorgunsam size de kalmasın bu dünya ,siz de mutlu olmayın diye avaz avaz haykırıyor. Gözyaslarim süzülüyor.Camdan süzülen yağmur damlacıkları gözyaşlarım akmasin diye onların yerine birlesip yarisiyor adeta.Yerime akıttıklarıyla, gözlerimin yaşını siliyor adeta şefkatli eliyle.Tenime en ufak bir zarar gelsin istemiyor.Teselli ediyor beni çisil çisil.Oglumun imdat..! diye yetisemedigim yardim çığlıklarını tekrardan duymayayim diye bastırıp sesini yükseltiyor,gürül gürül aralıksız gürlüyor gök.Bu kederi senin yerine çekerim diyor adeta. Penceremde bir noktada doluşan yağmur damlaciklari omuz omuza verip kenetlenerek,yukardan aşağıya doğru süzülerek yol gösteriyor kaybolmusluguma, yalnizligima.Semsiyemi aldım elime.Yürümeye başladım, bana projektör tutulan yolda ıslak adımlarla.Gök,mutluluktan sesini kıstı birden rahatsız olmayayim diye.Öfkesi ve kızgınlığı dinmisti.Günes utancından elini ağzına götürerek kızıla dönen yüzüyle gülümsüyordu.Yerde dalgalanan kıpırtısız suyun üzerinde şıp şıp yürüyerek fırtına sonrası sessizliği dinliyorum.Şu kargaşanın arkasında gizlenen derin sessizliği içime içime çekiyorum. Kaybettiklerimin izini sürüyorum, başım yerde gezerek.Adını koyamasam da bir arayıs icerisindeyim sanki. Gecmis zamanın ilmeklerini çözerek hayatın sırrını çözmeye calisiyorum. Aniden karşıma çıkan yeşil takkeli bir dervişle sendeledim birden.Ürperdim,olduğu gibi yerimde kalakaldım.Sustum.Bana doğru yönelip yaklasarak elinde tuttuğu asasıyla ; -Ne diye üzülürsün be evladım sen üzülünce ben de üzülürüm bilmez misin? Senin nazarınla seyrediyorum senden esirgenenleri ben de.Kalbimiz aynı yöne dönük.Degil mi ki aynı büyük hikayenin içindeyiz,aynı gemideyiz.Hepimiz gidiyiciz.Ne diye tasalanırsın?Ölüm puhu kuşu misali her an pusuda.Ne zaman ,ne şekilde gideceğimizden çok nasıl gittiğimiz sorusu çok daha anlamlı.Madem dünya fanidir ,fani sevgililerin alaka-yı kalbe degmedigini ağır bedeller ödeyerek öğreniyorsun iste.İcine bakiyorsun.Kalbini yarsalar ayrılık,vuslat sancısıyla kanayacağını biliyorsun. Biliyorsun yine için dışına cevrilse Hz.Eyyub'tan daha yaralı olduğunu.Bundan dolayı Rahmet-i İlahiye oksasın istiyorsun başını.Sarsın yaralarını.Yağdırdığı yağmurlarla yüreğini dahi incitmeyen Rabbi'nin sana ne kadar yakın olduğunu seyrettin bu gün kalbini ve fikrini serin tenhalikta tuttuğun pencerende.Evet firarisin sen.Kendinden,gerceklerden kaçtıkça kaçıyorsun.Unutuyorsun dünyanın kendisine yönelenleri yuttukça yutacağını.Egosundan şiştikce şişenleri kiyiya vuracağını.Fani dünyanın şanı her şey gibi toza toprağa karışacak.Veee ölüm, toprağa karışan tohum misali yepyeni bir alemde baki bir hayat icin sümbülleneceksin.Kış geldiğinde yapraklarını döken,boynunu büken ağaçlar misali baharın gelişiyle daha taze bir hayata dogacaksin sen de.Kavusacaksın sevdiklerine.Ağlamalarin yerini gülmelere bırakacak.Ayrılıkların yerini kavuşmalara.Hakiki vatanına ,hakiki mutluluğa kavusacaksin.Ve seveceksin ölümlü olmayı ... Seveceksin ölümlü olmayı ,seveceksin ölümlü olmayı miriltilariyla sesimde dervişin sesiyle uyandım birden penceremin bıraktığım köşesinde.Rüya mıydı yakaza mıydı halen daha bir anlam veremedim.Hava güllük gülistanlik.Caddede koşuşan, bir yerlere yetişmeye çalışan insan kalabalıklıkları.Günes adeta göz kırpıyor sırrıma ortak olduğunu fisıldarcasına tebessümle. Pencereme yansıyan güneşin turunculuğunun izinde kaybettiğim kendi gerçekliğimin seyrine daldım bir müddet.Dervis kaybolmustu.Yerimden usulca dogruldum elimi uzatarak uzandığım perdeyi faniligin yüzüne hızla çekip kapatarak,huzurla başımı seccadeye koydum.Huzurdaydim.
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.