Necip yine çok güzel yazmışsın. Mutluluk! İnsanoğlunun yegane arayışı belki, farkında olmasa da her zaman. Klişe olacak ama kuşkusuz sağlıktan bağımsız ele almak da mümkün değil her şeyin başında.
Ne demiş Cemal Süreya,
"kim istemez mutlu olmayı
ama mutsuzluğa da var mısın?"
Ne demiş Turgut Uyar,
"Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor"
İnsan içinde bulunduğu anı yaşamayı da ihmal ediyor genellikle. Gelecekteki bir mutluluk ihtimali üzerine sevinirken, geçmişteki bir mutsuzluk için de acı çekebiliyor. İkisi de bugüne ait değil ve ne kadar anlamlı oluyor tartışılır. Tabi herkes kendi biliyor ne çektiğini. Kimsenin derdi kimseninkinden büyük değil, herkesin derdi kendine büyük.
Karakter de hayatın temeli, sadece yaşadıklarımızla da ölçülmesi zor, kimileri de hüzünlü oluyor ve açıklaması yok bunun da bazen.
Her şeye rağmen insan ancak kendisi olabildiğinde huzurlu olabiliyor, görünen bu yani. Mutluluğu bıraktığımız yerde aramalıyız sanki, neysek o olduğumuz yerde, çocuksu halimizdeyse eğer orada aramak gibi, çocuklaşmaksa bir bakıma bundan da kaçmamak gibi.
Tersinden bakmayı da bilmiyoruz genellikle, hep bir şey olsun ki gülelim diyoruz, oysa sebepsiz gülmek de mutluluğa kapı açabilir. Tamam bu da çok kolay değil kabul ediyorum.
İlk aklıma gelenler bunlar oldu, senin yazılarını okumak mutlu ediyor :) İnsanın yalandan da olsa, oyuncak niyetine de olsa mutluluğa ihtiyacı var..