Gönderi

"...Gidenler vardı. Toprak sıcaktı. Avuçları buz. Küçük çukurlar... Minik pamuk eller... Gözyaşı, merhamet ve nedamet toprağın altında çürüyor, yağmur yağmıyordu. Gidenler vardı... Savaşa, zulme, fuhşa. Eşitliğin kırılan terazisinden kadınlar ve köleler düşüyordu pazarlara... Renk renk ölüyordu insanlar. Vahşet bile unutuluyordu. Kan... İnsanlık kendi kanında boğuluyordu. Dünya; karanlık, soğuk ve mutsuzdu çöl sıcağında. Çünkü çocuklar ölüyordu. Hem de kuyuya düşmüyor, atılıyordu. Binlerce resimle doluydu kuyular. Kuyular dolu bir kuyuda Yusuf'u arıyordu insanlık, bir ikindi vaktinde, kuyulara atmamayı öğretecek birini bekleyerek..."
Sayfa 124Kitabı okudu
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.