Toplantı resmen başlamadan önce komplocular Caesar'ın etrafında
toplandı. Geçmişte Caesar'ın emrinde görev yapan Lucius Tillius Cimber, belli ki Pompeius yanlılarından biri olan kardeşinin affedilmesi ricasında bulundu. Diğerleri de etrafını çevirdikleri Caesar'dan bu ricayı yerine getirmesini istiyor, ellerine dokunup öpüyorlardı. Publius Servilius Casca Longus, Caesar'ın koltuğunun arkasına geçti. Ricalarından etkilenmeyen Caesar, yumuşak bir ses tonuyla onların söylediklerine karşılık veriyordu. Birden Caesar'ın togasını kavrayan Cimber omuz kısmını yırtarak aşağı çekti. Kararlaştırılan sinyali gören Casca hançerini çekip sapladı fakat heyecandan sadece diktatörün omzunu veya boynunu sıyırmayı başarmıştı. Ona dönen Caesar'ın "Lanet Casca, ne işler çeviriyorsun?" gibisinden bir şey söylediği rivayet edilir. Bazı kaynaklara
göre Casca'yı kollarından kavramış, hançerini elinden almaya çalışmıştı. Suetonius'un anlatımına göreyse elindeki kalemi kendisine saldıran senatöre sapladı. Casca, kendisine yardım etmesi için kardeşini çağırdı.
Plutarkhos bu çağrıyı özel olarak Caesar'ın da konuştuğu Latince değil, Yunanca yaptığından bahseder. Diğer komplocular da şimdi Caesar'a saldırmaya başlamıştı. Brutus da dahil olmak üzere aralarından birkaçı diktatörün çevresindeki keşmekeş içinde kazara yaralandı. Sadece iki senatör Caesar'a yardım etmeye çalıştı fakat kalabalığın arasından ona
ulaşamadılar. Diktatör sonuna kadar saldırganlarla mücadele etti, onlarla boğuşuyor zorlayarak aralarından sıyrılmaya çalışıyordu. Marcus Brutus diktatörü kasıklarından hançerledi. Karşısında Servilia'nın oğlunu gören Caesar'ın direnmeyi bıraktığı ve "Sen de mi, oğlum?" dediği söylenir (Shakespeare'de geçen et tu Brute, yani Sen de mi Brutus sözü
için maalesef doğrudan herhangi bir kaynak bulunmamaktadır). Kafasını togasıyla örten diktatör, Pompeius'un heykelinin dibinde çöktü. Tam tamına yirmi üç yerinden hançerlenmişti