Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Güncellenmiştir (17082018-20.08)
Doğayla Romantizm -- Umarım sıkılmadan okursunuz --- Bir Cuma günü akşamıydı Şehir hayatından iyice bıkmış nerelere kaçarımın hesabını yaparken aklıma ilk mantıklı gelen Uludağın o eşsiz yeşilimsi güzelliği doldurdu gözlerimi. Neden olmasındı, beni tutan neydi... Arkadaşımın her şeyden uzak bir dağ evi vardı aradım ve daha once iki defa gitmiş olduğum şu muazzam sessizliği tek başıma kafa dinlemek için kaçma niyetimi söyledim. Ve tabii ki arabasında. Evi kabul ettirdik ama maalesef arabayı alamadık. Hafta sonu şehir dışına çıkacakmış. Bir aksilik olmazsa olmazdı. İllaki bir terslik çıkmalıydı. Cumartesi sabah dokuz civarlarında çıktım evden. Harika bir gün ile uyanmanın mutluluğuyla önce bir güzel kahvaltı yaptım (A) köyünde. Arabayı nereden bulduğuma gelince bulmadım çok bir aramakta istemedim. Daha doğrusu hafta sonu diye kiseyi rahatsız etmek istemedim. Atladım bir taksiye. Önce bir güzel kahvaltı yaparak sabahın o leziz sefasını sürdüm.Oradan köy minibüsüne atlayıp bir taksi bulabileceğim bir mevkide indim ve günlük ihtiyaçlarım olacak bir kaç ıvır zıvır aldım. Bir taksi çevirip düştüm dağ yoluna. Virajlardan kasislerden kulağı çınlatan rakım'ları aştım bir kaç defa. Yukarı her tırmanış kulağımda her bir uğultuyu eksiksiz yerine getirmişti. Oysaki temiz yeşilin güzelliği havanın kokusu bol oksijen bende hep bir aşkı uyandırmıstır. Taksiciye ödemeği yapıp kartvizitini aldım. Bir de bu yolun dönüşü vardı. Ev biraz patikada kaldığı için bulması zordu belki ama bir kaç yerinde belli başlı işaretler vardı zaten. Eve girdiğim de içimi bir yalnızlık ürpertisi ile birlikte bir de huzur kaplamıştı. Çantamı ve bir kaç eşyayı masanın üzerine yerlestirdim. Kocaman açılır sürgülü kapıyı açmak için biraz boğuşsam da sonunda açmayı da başardım. Balkona bir koltuk çektim ve derin bir nefes aldım derinden. Yerler tozlu olduğu için de şlap slup eden bir terlik geçirdim ayağıma. Mutfağa yöneldim ve çay suyu koydum. Ve balkonda eşsiz manzaranın keyfi ile başbaşa kalmaksa, işte hayat bu. Manzaraya fazla dalmiş olmalıyım ki çaydanlıkta su dibini bulmuş benim çay sefam da yarım saat gecikmeli olsa da buluşmamız da, aşk-ı muhabbete dönmeye koyuluvermisti. Hava kararmaya yakın Uludağın özelliğindendir. Soğumaya başlayımca arkadaşımın odasına gidip bir hırka bakmayı kendime hak görmüştüm bir hırka alıp balkona geçtim. Böcekler rüzgarın serinimsi okşayışı, benimde biraz titrememe biraz zerafet kondurmuştu. Karanlık olunca bir kaç mum savaşından sonra silindir cam buldum ve mumun etrafını zor da olsa kapatıp ruzgara bir şekilde engel oldum. İçerde müzik çalarken bir taraftan da havanın o soğuk nefesi içimi iyice üşütüvermisti. Temmuz ayının o tatlı soğuğu beni pek ilgilendirmiyordu. Ve ben bu güzelim anı bir daha asla yaşayamamaktansa biraz grip olmanın kötü bir yani olmayacağını düşündüm. Ve radyo da o güzel melodi üflemeye başlamıştı balkona doğru nagmeler çalınıyordu. youtu.be/AaQFSC9AqOI öyle tatlı ne Güzel söylüyordu ki şu kadın. Aşık olasım geldi bir an o tatlı sesine. Beni çekip almıstı kendisine doğru... tabi bu romantik anda benim cips yemem biraz abest kaçabilirdi ama kahveye çok vardı. O gece keyfi ve özel bir şarkı eşlik etmeliydi bana. Özel bir kadın, özel bir melodi. Saat geceyi bulmuş bir paketimde hemen hemen dört tane sigara deni kalmıştı. Ve tabiki yedek sigaramı da almıştım. Evet kötü bir alışkanlık ama napalım bırakamıyoruz maalesef. Mutfağa geçtiğimde sıcak taze öğutülmuş aldıgım kahveden cezveye iki tatlı kaşığı dolduru verdim ve ne olur ne olmaz diye aldığım küp şekerden bir tane atıverdim içine. Aheste aheste karıştırınca, o aroma kokusu burnuma geldikçe bende iyice kudurdum içmek için. Daha sonra bir ses duydum dışarıdan balkona dogru çıkıp baktım etraf sessizdi ve belki yabani bir hayvan olsa gerek mutfağa girdiğim de kahvemin hali benim halim. Tam bir işkence. Tekrar hiç bir şeyi umursamadan o kahvenin aşkına kuruldum. Bitene kadar da başından ayrılmadım. Kahvemi fincana öylece dans kırıklığından kendinden emin bir kıvraklıkla dolduru verdim bûtün açlığımla, balkonun yolunu tutturdum. Fincanı masaya koydum radyoları karıştirdiğımda klasik muzik bir kahve için fazlasıyla iyiydi. Caz muzik rüzgarlarından sonra program değişmiş ardından - Evgeny Grinko'nun Epilogue biraz gerse de youtu.be/zKCVz3WPE4E Chopin'den Mariage D'Amour melodisi bende bir aşk daha doldurdu içime içime youtu.be/EFJ7kDva7JE Kahvem bitmişti paketimin son sigarasını yakmıstım çoktan. Mum bitmek üzereydi lambayı yakmak istemiyordum. Karanlık olduğunda aklıma ilk gelen şey neden bir tane mum ile yetinmeyi tercih etmiştim Gönülsüzce yatağa doğru ilerledim. Lambayı yaktım ve bütün romantizm bitmişti. Battaniye alıp balkonun olduğu salona çıktım bir kanepeye kıvrıldım ve rüzgarın uzaktan gelen o tatlı sesiyle uykuya koyuldum. Ve bir müzik eşlik etti ben dalana kadar. youtu.be/YuR-ukXgpZw
··
92 görüntüleme
Yade okurunun profil resmi
Çok başarılı buldum ;) sıkılmadan okuduğum bir kitap gibi ..
Sükûnet okurunun profil resmi
:) teşekkür ederim memnun oldum :) Nedimeler'i okudunuz mu? Peki Su son iki üç hikayeyi yazim kurallarina ve de cumlelere daha çok dikkat ediyorum. Oradada 1600'lü yillardan bir toplanun kurgusu var. Gerçi detaylara inmeden anlattim. Ileride eklemeler ve devamı da olacak...
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.