İsim ve içerik uyumunu göze alacak olursak kısa öykülerini bu kadar iyi tanıtan bir kitap ismi olamaz. Stephen King, her tarzda yazmış bir yazar. Fakat atmosferinin çok da aydınlık ve pamuk şekerli olduğunu söyleyemeyiz. Öykülerini ve romanlarını daha kapalı havalar eşliğinde kaleme alan bir yazar Stephen King. Kendinin de söylediği gibi, "Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece" en karanlık öykülerinin toplandığı yağmaya hazırlandığı kara bir bulut, biraz süsleyerek anlatmış olabilirim ama ana fikri anladınız.
Kitabımız dört öyküden oluşuyor, King tarzı uzun öykülerden; Novella dediğimiz muhabbet. Bunlar; 1922, Koca Şoför, Adil Uzatma ve İyi Bir Evlilik. 1922'yi Netflix takip edenler kısa süreli hafızanın yoklanması sonucu hatırlayabilirler. Öykünün karanlık atmosferini yeteri kadar aktarmayı başaramasa da, tadında performanslarıyla ortalamanın üzerine bir uyarlama olmuş, 1922. Filme konu olan öykümüz aynı zamanda kitaptaki en karanlık öykü. İnsanın kanını donduracak kadar karanlık. Bazen bu kadar tatlı bir adamdan bu fikirler nasıl akıyor merak ediyorum.
Öykülerimiz genel olarak bir çerçeve içerisinde bizlere sunulmuş. Bu çerçeveye; yabancılık veya yabancılaşma diyebiliriz. Stephen King bizleri bu sefer hayatın gerçekleriyle vuruyor. Öykülerin biri hariç gözünüze çarpan alıştığımız King gerilimi yok. King psikolojik tahlillerde en iyilerden biri olduğunu da tekrar kanıtlıyor bizlere. Belki de sorgulamamızı istediği; tanıdığımızı sandığımız insanlar hakkında yanılıp yanılmadığımız. Ki bu hortlaklardan ve canavarlardan daha korkutucu olabilir.
"Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece", Stephen King'in en sert yumruklarından biri. Kapağını açarken hazırlıksız iseniz ne kadar sert olduğunu anlayabilirsiniz. Ve dikkat edin, burna gelen yumruk kırar ve can yakar; fakat çeneye isabet eden sağlam bir yumruk, denge merkezi ile bağlantıyı kesip tertemiz bir bilinç kaybına yol açabilir. King'in yumruğu da tam çenenize soldan soldan yaklaşmakta.