Gönderi

Naz
bütün o yollardan tek başıma geçtım Naz dilek bezleri asılı ağaçların altından yazıtı çalınmış çeşmelerin başından gümüş yüzüklü parmaklarından Anadolu'nun bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz koyup başımı sise yemyeşil uykular uyudum Kaçkariar'da uçan kemençeler gördüm düşümde ve tombul memeli kızlar Sinop’ta yüzme bilmeyen yavru tekneler yapıyordu                 hünerli elleriyle Doğan Usta Amasra denizden yatağına uzanmıştı           saçlarını dağıtmış bir prenses gibi Ordu yaylalarında ateşböcekleri yağdı bir gece üstüme sandım ki çocuğum. bahçemize inmiş yine yıldızlar dağılmamış çaydanlığın buharı üzmemiş annemi babam Göynük’te bir sokağa vermişler adımı, soyadımı unutmuşlar kimse tanımadı orda yürürken bu yüzden beni olsun. dedim içimde gezinen bahara olsun, saat kulesi arkadaşım ya, yeter bana bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz beyaz bir Selçuklu atının sırtında girdim Saruhan’a dönerken semazenlerle mavi bir kelebek olup uçtum öidürdü beni taşlarda yankılanan neyin sesi Koza Han’a baharat indiren develerden ipek Yolu’nun haritasını istiyordu ipekböcekleri oysa bilmiyordu, bilmiyordu kimse gelip gittiği yeri bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz beyaz bir Urartu aslanı gibi karşıma çıktı kar altında Van şeker olup düştüm bir bayram sabahı Çataklı çocukların buz tutmuş avuçlarına Ağrı Dağı’nı başı bulutsuz gördüm ki kışın diz çöküp af diledim tırmandığım bütün dağlardan Doğu Beyazıt'ta kardanadam yapıyordu bir kız babasına benzemediğini bile bile Hakkari yolunda Tilma’nın ellerini kesiyorlardı Hoşap Kalesi'nin benzerini yapmaması için bilmiyordu barbarlar sonsuz kökleri vardır yaratan ellerin bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz Hasankeyf’ten tutsak bir kartal gibi baktım Dicle'ye Harran’da Samanyolu’nu sırt çantama doldururken yıldızların şiir okuduklarını duydum ve ağladım huğların arasında uzaklarda kavalını gömen bir çoban silahını gömen bir dağlı sevdiğini gömen bir kadın Gaziantepli sedef kakma ustaları Alleben'in sularına bırakıyorlardı yaptıkları küçük sandıkları içlerinde ben sen nerdeysen bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz son cırcırböceğini dinledim Fethiye'de _ kayalıklardan bakarken Kelebekler Vadisi'ne bağırdım avazım çıktığı kadar: “Yaşasın Akdeniz! Yaşasın Likya!" İztuzu’nda burnunu öptüğüm denizkaplumbagası “aşk bir kumdur" dedi bana, “sıcacık bir kum, denize bakarken güneşi unuttuğun" bütün o yollardan tek başıma geçtim Naz yanımda bana yazdıgın ve açmaya cesaret edemediğim mektupla dilerim ki bir rüzgâr gibi geç dünyadan bir rüzgâr gibi _ bütün aşk mektuplarını birer birer açan
Sayfa 33 - Akgün AkovaKitabı okudu
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.