Çoğu insan taze çağında zihnine nakşolan manzaralarda ruhuna iz bırakan hadiseleri hatırlarken bir köşeye çömelip geviş getirerek oyalanan dalgın develere benzer; çehresinde o geviş halindeki hörgüçlü mahlukun kendinden geçmiş, adeta ağzı köpüklü, çenesi oynak, sırıtkan ve değişmez kaba zevk maskesi vardır; tamamen hazmedemediklerini yeniden çiğniyor sanırsınız. Fakat ince duygulu bir zevk ehli, hatıralarını bu şekilde yad etmez; geçmişi düşünüş, böyleleri için bir çiğneyiş değildir; daha ziyade bir koklayıştır. Zira maziden kendisinde posa kalmamıştır; kalan bir esanstır.
Sayfa 99 - İnkılap Kitabevi