Gönderi

Çayından bir yudum daha aldı. Dalgaların koyu yeşile dönüştüğü sonbahar denizleri. Boğaz aldırışsız akıyor. Çay bahçeleri tenhalaşıyor. Insanlann yüzündeki neş'e tenhalaşıyor. "Neleri hesaplayabildik ki bugüne kadar? Hayat hesap tanımıyor ki..." Yanlışlar, yanılgılar hanesinde bir çarpı işareti daha. Kaçıyor Afife Reşat Hanım. Yukarı kaçıyor. Odasına sığınacak. Merdivenler sonsuz bir uzaklık, yinelenen acıların en kesin yenilemesi gibi. Merdivenin billur topuzu avuçlarında. Avuçlarında gene yangınlar. “Kaçmak mı? Ne kaçmasi? Niye kaçayım senden? Madem öyle buyur otur, otur da konuşalım. Ne konuşulacaksa, konuşulacak ne kaldıysa... "
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.