Hakan Günday'ın kadın versiyonu Ayfer Tunç. Okuyun, okutun... 200 okunma sayısına bile ulaşamamış emek kokan deli bir kitap...
Bu türlere yabancı, ruhuma yabancı, kendime yabancı olduğum bir dönemde bu tür bir kitabı okumanın vermiş olduğu huzur ve onun zıt yönü huzursuzluk.. Bazı dönemler vardır ne okunursa okunsun, ne tür şarkı dinlenirse dinlensin ya da ne tür film izlenirse izlensin sıkılırsınız. Bu değil, bu hiç değil dur şunu deneyeyim şuna başlayayım diye diye Yeşil Peri Gecesine başladım. Daha ilk sayfalar anlattı aradığım cümlelerin bu kitapta olduğunu yaşantımın çok değilse bile yüzde 60 civarını bu sözcükler içinde bulacağımı daha ilk 50 sayfada anladım...
Sulugöz..
Bazı insanlara bazı tanımlamalar..
Evet çok sulugözüm.. Eskiden sırf gözyaşımı kimse görmesin diye sağa sola saldırarak içimde varolan şeyi dindirmeye çalışırdım. Sert kabuklarımız vardır susmamız gerektiğini bize hatırlatan ve o kabuğu çatlatacak dışarıdan müdahalelere var gücüyle duvar olan sert kabuklarımız. Bizi kendi duygularımıza yabancı kılan, bazı duyguları tanımamıza engel olan, içimizin iç sesinin müptelası olmamıza, dışarıdan güllük içeriden gülistan olmadığımızı hatırlatan kabuklarımız. Kırılabilir mi? Hayır... Sadece aşınabilir o kabuk kurudukça aşınır. Aşındıkca ağlamaya başlarsınız. Unuttuğunuz her ne duygu varsa içinizden dışınıza kalkmaya, ayaklanmaya hatta koşmaya başlar.. Koştukca dayanıklılığınız azalır, dayanıklılık zaten nedir ki? Bir insanın açtığı çukuru kabuklarımızla örtmekten yorulduğumuz an ayağımızı kaydıran zemindir. Dayanıklılık tam olarak budur.
Kadın olmak(kadından başka her şey olan), böyle bir kitapta kendini bulmak, eleştiriyi, iç sesini, çığlığını, içi kokmuş dışı mis olan her şeyin tillahının bilincinde olmak... Bir kitabın bitmemesini istemek, son zamanlarda uyuduğunuzun farkına varmak.
Travmaların şaha kalktığı an...
Mutsuz aileler birbirine benzer mi gerçekten benzer? Bir kitap benzerlikleri bu kadar iyi anlatamaz! buna hazır değildim okudukça anladım her yaranın kabuğunu kaşımanın doğru bir zamanı olduğunu. Belki başkalarını da bu kadar iyi anlatamaz.
Ali..
Herkesin bu hayatta bir Ali'si olmuştur. Benim gibi.. Ali belki cehennemin içinde dünyayı güzelleştirmenin tek yoluydu...
Birini seversiniz.. Başka birini bir daha asla aynı derecede ve aynı şiddette sevmeniz mümkün olmaz.. Alıntıladığım tüm bölümleri birebir yaşamamış olsam dahi duygular tamamen aynıydı. Şaşırdım.. Fark etmek için çaba harcamadığım her şeyi kitap bana okutuyordu. Okumak ayrı bir şeydir okutmak ayrı. Bu kitabı ben okumuyordum kitap bana kendini okutuyordu. Dersimi aldım.. Tüm kayıplarıma, tüm kaybettiklerime ve yerine ne olursa olsun aynı şekilde koyamayacağım bütün kişilere bir duyuru niteliğiydi bu kitap.
Hayatınızın belli dönemleri olmuştur, sıkıntılı, unutamadığınız, ne zamanlardı dediğiniz, geçti gitti dediğiniz.. Ama her insan bu kadar şanslı olmayabiliyor beterin beteri var dediğiniz an daha beterinin başınıza geldiği an orada işte beden ve ruh ayrılıyor. Çattttt diye bir ses geliyor. Bir şeyleri bir şeylere benzetmek büyük hatadır. Her an bir çatttt sesi duyacak gibi olursunuz.
Fersah fersah geçtim annemi, bütün öfkemi çocukluğumdan ve bütün intikamımı babamdan aldım...