Orada, tezgahların üstüne, raflara sıralanmış kitapları gözden geçirerek bekliyordum. Delikanlı, kucağında kitap yüküyle içeri girince küt diye tosladı sırtıma. Tezgahın üstüne yüzükoyun kapaklanıverdim. Boş bulunmuştum. Doğruldum, sırtıma toslayana baktım. Kitap paketini bir sandığın üstüne indiriverdi. Her yer sallandı. Her yan parçalanacak sandım. Belki, bir kucak dolusu kitap yüzünden değil, delikanlının aculluğundan, kırıcılığından bana öyle geldi.