Gönderi

SOLJENİTSİN #9
GULAG TAKIMADALARI «2» rakamıyla başladığımız bölüme, «yazmanın bedeli olan bir hayat» demiştik. Gulag Takımadaları da, Soljenitsin’in hayatında ayrı bir eser, ayrı bir bedeldir. «Gulag» ismi, «Sovyet Esir Kampları Merkez Idaresi»nin kısaltılmasından doğan bir isim. Soljenitsin’in esir kamplarını, topladığı belgelere dayanarak anlattığı ve Sovyetlerden sürgüne gönderilmesinde, bardağı taşıran son damla. Olaya dönersek: 1973 ağustosunda Rus Gizli Polisi, sorguya çektiği Jelisaveta Voronjaska’yı konuşturdu. Kadın, Soljenitsin’in de içinde bulunduğu muhalif aydın grubundaydı, yazarın yakın dostuydu. Muhalif aydınlar hakkında çok şey biliyordu. Ancak insanlık dışı baskılar karşısında konuşan kadın, Gulag’ın müsveddelerinin yerini söyler ve evine döndükten sonra intihar eder. Ardından Soljenitsin’in yakın çevresinden bazıları ortadan kaybolur, bazısı tevkif edilir. Soljenitsin, batılı gazetecilere «eğer birdenbire öldürülecek olursam, güvenlik teşkilâtı tarafından öldürüldüğümden emin olabilirsiniz» der. (A.g.e., s. 25.) Sonrasını biliyoruz. Gulag’ın bedeli, yurt dışına gönderiliş. Yakın çevreden, sevdiklerinden, alışkanlıklardan kopuştur. Bir daha hiç dönmemesiye. Ama intihar eden kadın, perde gerisinde olanlar da ayrı ve acı bedellerdir.        Gulag takımadalarında ne oluyordu? Takımadalar, yani çalışma kampları hâlâ varlığını sürdürmekteydi. Niçin Batı ile iyi ilişkiler içindeki Sovyetler, kendi çalışma kamplarını anlatan bir eserden bu kadar çekinsinlerdi?. Veya şöyle diyebiliriz. Rus toplumunun kesitini ustalıkla ortaya koyan Soljenitsin’in, çalışma kamplarını anlatmak gibi çok işlenmiş bir konu dışında orjinalitesi ne idi? Yazarın, henüz aktüel olarak tehdidini sürdüren Sovyet yayılmasını işaretlemesi; Sovyetlerin hiç bir zaman temel amaçlarından sapma göstermeyeceğini öne sürmesi ve bunu yaşadığı hayatın yansıması sayılabilecek eserleriyle savunması, önemli ve aydınlık getirici bir yanıdır, sanırım bu konuda. Çok şeyler söylenmesine karşılık, yapılanın az olduğunu ve Sovyet yayılma arzularının doymadığını savunmaktadır yazar. (Le Monde, 27 Şubat, 1976. (Bayrak Gazetesi, 2 mart 1976, s. 4’ten naklen) Şu an Sovyetlerde Gulag Takımadaları vardır. Orijinal olan, zamanın uyutuculuğunda, ya da menfaatlerinin entrika kıvrımlarında kalmış olanların yüzüne, «Sovyetler kesimin de yeni bir şey yok» gerçeğinin çarpılmasıdır. Yoksa, modaevlerinde orijinallik aramak gibi bir arayış saçma olur. Yazarın, hayat akışına kaldığımız yerden, Gulag’dan devam edebiliriz.
··
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.